GÜZELLİĞİN MANİFESTOSUNeydi şimdi bu?!!
Ruhunu şeytana satmanın hikayesi mi?
Gümbür gümbür haykıran bir egonun sesi mi?
Güzelliğin manifestosu mu yoksa?
Sevgiye hasret..sevgiye susuz bir insanın muazzam değişimi mi?
Hani..ruhunuzun bir yerinde iğne ucu kadar bir nokta vardır ya, simsiyah..
Hani yok saydığımız, kabullenmek istemediğimiz..
Hani büyüdüğü zaman, benliğimizi tamamıyla yutacağını çok iyi bildiğimiz..
Insanoğluna bahşedilmiş en eski remizdir belki de.
Işte o noktada başlıyor her şey..
Günaha koşar gibi son hızla yayılıyor.
Okudukça, içine girdikçe satırların, bazen şeytanın bile masum olduğunu düşünüyorum.
Yaşlanan, çirkinleşen, şeytanlaşan bir portrenin gözlerinden alev alev baktığını hissediyorum zaman zaman..
Sevgiye açlık ve sonsuz bir egonun içerisinde, güzellik kadar çirkinliği de iliklerime kadar hissediyorum.
Ki güzellik, en kadim maskedir aslında.
Aşkın bile gözde başladığına inanan ben, güzelliğin de bir çeşit büyü olduğuna inanıyorum.
Önce hasret, sonra çabalayış,sonra vazgeçiş ..Işıltılı bir tenin altında buz gibi bir soğukluk ve göz kamaştıran ama zerre kadar kokusu olmayan bir yapma çiçek kandırmacası..
Basil iyiliği,
Lord Henrry kötülüğü,
Ve Dorian da muazzam egosuyla insanı temsil ediyor diye düşünüyorum.
Hissetmenin günahını tatmış, susmanin vurdumduymazligini soluyan, içinde gümbürdeyen şelaleye kafa tutan..
Ki insanın duygularını bastırması, görünüşte bir savunma mekanizması gibi gelse de, başka biri gibi davranmaya, ürkütücü ve ağır bir sona doğru götürür bizi.
Yorgun düşeriz.
Eksik kalırız.
Kendimiz olamayız.
Hatalarımız hata değildir artık.
Sevgimiz de sevgi değildir, içi boşalmıştır.
Öyle bir ego kaplamıştır ki bizi ; şeytan görse kıskanır..
Ruhunu arayan mı?
Ruhunu kaybeden mi?
Ruhunu satan mı?
Boşuna değil Dorian 'ın ,portresini saklaması ve yüreğini kabartan öfkesi aslında.
Neydi şimdi bu?!!
Güzelliğin manifestosu mu?
Belki de söylendiği gibi, terazi burcunun el kitabı olma niteliğinde.
Olay estetizm çünkü.
Söyle ki; edebiyat, güzel sanatlar, müzik ve diğer sanatlar için estetik değerlerin, sosyal-politik temalardan daha fazla önemini vurgulayan bir entelektüel ve sanat hareketidir kendisi.
Yani bir nevi kalple düşünebilme becerisi.
Güzele vurgun,
Güzele sevdalı,
Ortayı tutturamayanlarin, yaşamı beste kabul edenlerin hikayesi.
GÜZELLİĞİ, GÜZEL OLANI, GÜZELLİĞİN ŞİDDETİYLE ÖLÇENLERİN..
Okudukça, ne kadar az okuduğumu hissetiren kitaplardan biri,belki de en güzeliydi.
Bir otel odasında, sefillik ve açlık içerisinde, kalemi kendini yok etmiş bir yazardır Oscar Wilde.
Yazdığı her cümleyle büyüleyen..
- Işte bu..
- Tam da bu!!
dedim defalarda..
Evet bu..
Ruhunu şeytana satmanın hikayesi..
Güzelliğin manifestosu!
Keyifli okumalar..:)