Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kıskançlık başka şeye benzemez. Can yakar. Oxford English Dictionary sözlüğünün tanımına göre kıskançlık; şüphe, kurgu ya da mevcut bir rekabetin farkında olmaktan doğan bir ruh halidir. En iyi şairlerimiz de kıskançlığın insanın etine batan o iğnesine değinmeden geçmemişlerdir. Milton ondan, ‘ yaralı aşığın cehennemi’ diye söz ederken; Dryden ona ‘ruhun sarılığı’; Shakespeare ise ‘ yeşil gözlü canavar’ adını verir. Fransız ahlakçısı La Rochefoucauld da şöyle ekler: “Kıskançlık şüphenin olduğu yerde boy verir. Şüpheden kesinliğe geçtiğimiz anda ise ya deliliğe dönüşür ya da kayıplara karışır.” Neresinden bakılırsa bakılsın kıskançlık patlamaya hazır bekleyen bir faciaya yönelik uygun bir tepkidir. Ancak kişi kendini korumak için neden böylesine sancılı bir zihinsel araca başvurur? Kıskançlık akli bir bozukluk da değildir. Öyleyse insanın üzerine ikinci bir ten gibi yapışan böylesi korkunç bir hissin ardında yatan nedir? Yakından bakarsak kıskançlığın özlemi duyulan pek çok temel hisse cevap verdiğini görürüz.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.