Ah be Memduh Selim Bey... Önce kitabın dili ve anlatımı ile ilgili birkaç bir şey söylemek istiyorum. Bu kadar akıcı ve yalın bir dil, ayrıca bu bir çeviri. Gerçekten muazzam bir şey. Destansı anlatımı ile de kitabı elinizden bırakmanız pek mümkün değil gibi. Okuma konusunda kolay bir okuma olacaktır ancak içerik bakımından, yaşanılanlar bakımından hiç de kolay bir roman değil. Onca acı, sürgünler, göçler, yasaklar, zulümler, savaşlar, bunların yanında özlemler, aşk, hasret... Memduh Selim Bey mücadelenin baş kahramanı. Kolay bir hayatı olmamış hiç. Hem nasıl olsun ki? Sürgündesin, vatanından uzakta, ailen yanında değil, sevdiklerinden uzak, vatanına hasret, yıllarca yaşadığı topraklardan sürülmüş yok sayılmış bir adam. Olduğu topraklarda yine yılmadan mücadelesine devam ediyor. Bu mücadele içinde öyle biri ile tanışıyor ki hayata daha sıkı bağlanıyor belki de. Ancak hayat tek anlardan ibaret mi acaba? Verilen bir kararın, bir gecikmenin bedeli bu kadar ağır olabilir mi? Hayatsa olur değil mi, pek affettiği görülmemiş. "Öyle kısacık anlar vardır ki bütün bir hayatı altüst edebilir. Bazen bir gün, yıllarca acı çektirecek kadar derin izler bırakır yaşamda. Bazı haberler vardır, mermi olup yüreği deler geçer; ardında kocaman bir yara bırakır." İşte bütün bu mücadelenin, savaşın gölgesinde eğer ile keşkeler arasında sıkışmış bir hikaye. O eğerlerden biri hayat bulmuş olsa bambaşka bir hayatın kapısı acılabilirdi ama olmadı. O mektup gitmedi, zamanında dönemedin... Memduh Selim Bey hem verdiği var olma mücadelesini hem de aşkını kaybetmiş bir adam olarak yıkıntılar arasında bir yaşam sürmeye devam ediyor. Buna yaşam denirse tabii. Evinden uzak, dilinden uzak, ailesinden, vatanından, sevdiğinden her şeyden uzakta... Aşk romanı gibi gözükse de bir davanın, mücadelenin, azmin, savaşın romanı Yitik Bir Aşkın Gölgesinde. Bir de şunu eklemek istiyorum "Siz de biliyorsunuz ki; bilmek ayrı şey anlamak ayrı şeydir. Anlamak, bilmekten daha yakıcıdır. Çok yakıcı. Ve bazı şeyler vardır ki, yaşanmadan anlaşılmaz..." Evet bunda hem fikiriz bazı şeyler yaşamadan anlaşılmaz. Bölge insanın çektiklerini her ne kadar anlıyoruz desek de o yaşanılanların içinde olmadığımız için, çekilen acıları birebir yaşamadığımız için sanırım eksik bir şeyler kalıyor. Ama bu demek değildir ki hiçbir şey anlamayız veya o insanların çektiklerine ortak olup mücadelelerine destek vermeyiz. İşte bu kitaplar belki de bunun için yazılıyor bunun için var. Bilmeden anlaşılamaz herhalde değil mi? Önce bileceğiz, öğreneceğiz sonra anlamaya çalışacağız. Düşüncelerimi tam ifade edebildim mi bilmiyorum ama sanırım açıktır.

Yitik Bir Aşkın GölgesindeMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20186,5bin okunma

··

44 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Selman Ç.