Sabahtan başladım geze geze akşam ettim. Resimleri de bir o yanda bir bu yanda bir şekilde eritmeyi başardım. Ara Güler de değeri öldükten sonra anlaşılan insanların arasına katıldı. Bende onu ve çalışmalarını onun vefatından sonra tanıdım diyebilirim. Kitaptaki resimler konusuna geldiğimizde ise şöyle demek daha doğru olacaktır, hem de linç pahasına. Resimlerinin çok aşırı bir güzelliği ya da büyük tarafı yok. Yani tabii ki iyi resimler var ama amacım kötülemek değil. Mesela 50’li 60’lı yılları merak ediyorsanız bunu en iyi GÖRSEL olarak anlayabilirsiniz ve onun arşivinde bu görsellerin olması çok iyi. Bakıyorsunuz şimdi asfalt yollar var, işte trafikte muazzam arabalar var. Önceye bakıyorsunuz asfalt zaten yok da yollar çamurlu, eğik büğük, çevrede insanlar bir şekilde geçinmeye çalışıyor falan. Merak ediyor bakıyoruz. Şimdi de bir insan çekimlere başlasa ve şu zamanı çekse gelecekte -çok abartacağım burayı- uçan arabalar, telefon yerine hafıza kontrollü bilgisayarlar, şu an akıl edemediğimiz ve bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz teknolojiler ile yaşanmaya başlanılsa, bu zamandaki resimleri çekenlere de bizim önceki resimlere baktığımız gözde bakılacaktır. Merak ve Heves ne zaman teknolojiyle birleşse ortaya yeni bir şeyler mutlaka çıkar. Keyifli okumalar, daha doğrusu seyirler dilerim..

I`m Listening to Istanbul 1950 - 2010Ara Güler · Kitap Yayınevi · 201044 okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak