Musammat Gazel
Cihâna gelmedi bir sen gibi sultân-ı âlî-cenâb
Hatâdan saklasın zât-ı şerîfin dâ'imâ Allah
Senin nâm-ı şerîfindir tırâz u sikke vü minber
Senin zât-ı hümâyûnunla fahr eyler bu izz ü câh
Bu kudret ile sen ankâ-menîşsin düşmenin usfûr
Bu heybet ile sen şîr-i jiyansın düşmenin rübâh
Senin hâk-i derindir Isfahânî sürme âlemde
Kör olsun işidüp derd-i hasedle Isfahanda şâh
O altun tâs ile meh peykin olmuşdur rikâbında
Onunçün dâ'imâ gitmez yüzünden böyle gerd-i râh
Bakup tûğ-ı hümâyûnundaki zerrîn mencûka
Felek etmektedir hurşîd-i rahşânından istikrâh
Fezâ-yı câhın içre muhtasar bir haymedir gerdûn
İki altundan topdur onun üstünde mihr ü mâh
Senin vakt-i şerifinde geleydi dehre Keyhusrev
Gelüp cârû-keş olurdu der-i ikbâline nâ-hâh
Bu ma‘nî cümlenin ma‘lûmudur cümle cihân içre
Ki mislin gelmedi dünyâya bu devr-i zamân içre
- Nedim -