Köken ile birlikte, yazarın fantastik kısmı sadece sözde bıraktığını ve asla anlatamadığını görmüş olduk. En basit şekilde şöyle açıklayayım:
Yazar: Buraya girilmesi imkansız. Giren de asla çıkamaz. Kesinlikle imkansız. (Niye imkansız olduğundan hiç bahsetmez. Hâliyle biz de neyin bu kadar imkansız olduğunu anlayamayız.)
Katy ve Daemon: O zaman biz buraya girelim. (İmkansız denilen yere rahatlıkla girerler.)
Bir süre sonra Katy ve Daemon: Artık buradan çıkalım. (İmkansız denilen yerden rahatlıkla çıkarlar.)
Köken aşağı yukarı böyleydi. Bu ikili sürekli imkansız olduğu söylenen şeyleri çok rahat bir şekilde yapıyordu ama nasıl yapıyordu? Yazar bu kısımları o kadar geçiştirerek yazmıştı ki Daemon ve Katy'nin imkansızları imkanlı hâle nasıl getirdiklerini asla anlayamadım. Zaten yazarın da anlatası yoktu. Oldu bitti işte, deyip geçiştiriyordu.
Ayrıca bu Köken muhabbetini çok saçma buldum. Çok güçlülerdi güya ama Katy ve Daemon için mümkün olan şeyleri yapamıyorlardı. Hem bu kadar güçlü hem de bu kadar pasif olmaları çok abesti.
Fantasik kısım gibi aşk kısmı da başarısızdı. Katy ve Daemon'un romantik sahneleri sürekli kendini tekrarlıyordu. Sanki aralarında hep aynı olaylar oluyordu.
Kısacası Köken'i beğenmedim. Önümde sadece bir kitap kaldığı için elbette bu seriyi bitireceğim fakat bu noktadan sonra sevmeyeceğimden de eminim.