Ahmet Arslan, emekli inşaat mühendisi köpeği kerberos ile Podima adlı köyde yaşamaktadır. Ahmet bey’in çok fazla standart bir yaşamı vardır. Artık herşeyi bir standarta bağlamış belli başlı şeyleri tekrar ederek günlerini geçirmektedir. Fakat bir gün yaşadığı köyde tanıdığı ve arkadaşı olan Arzu Kahraman esrarengiz bir biçimde evinde ölü şekilde bulunur. Bundan sonra Podima’da polisler ve haber muhabirleri gelir. Ahmet Arslan’ın Arzu Kahramanın arkadaşını olduğunu öğrenen genç ve güzel gazeteci Ahmet bey’in kapısını çalar. Ahmet bey ilkten açmaz ama gazeteci inatçıdır ve ıssarla kapıyı çalmaktadır. Ahmet beyde ısrara dayanamayıp kapıyı açar. Bu şekilde tanışmaları ve daha sonradan Arzu’nun cinayetini soruşturur. Fakat Ahmet Bey’de gazeteciye istediğini hemen vermek istemez onu dolandırarak işi uzatır. Geçen süre zarfında gazeteci Ahmet bey’in evinde kalır. Ahmet bey gazeteciye karşı birşeyler hissetmektedir. Onu yanında tutmak için kardeşinin hikayesinden bahseder. Gazetecide meraklı olduğu için bu hikayeyi dinlemeye başlar. Fakat Ahmet bey hikayeyi yine uzun uzadıya ara vererek anlatır. Bir gün kerberosun kulübesinin yanında bir şey görür. Bu gördüğü Arzu’nun kolyesidir. Bunu bulan Ahmet bey cinayeti işleyen kişiyide bulur. Daha sonra Ahmet bey cinayeti işleyen kişi hakkında, kendisi ve kardeşi hakkında uzunca bir mektup yazar. Bu mektupta tüm hikayeyle ilgili bilgiler, kardeşi ve kendisiyle ilgili bilgiler yer almaktadır.
Ve tam bu noktada sizi ters köşe etmeyi başarır sevgili Livaneli...
Mutlaka okunması gerekenlerden.
