Yine Saramago' dan hayran olunası bir eser daha. Eşini kaybetmiş kızı ve damadıyla, çömlekçi olarak köyde yaşayan, zamanın hızla değiştiği, el işçiliğinden makineleşmeye, köylerden kentlere, yol üstü mağazalarından devasa alışveriş merkezlerine, apartman dairelerinden büyük büyük sitelere doğru uzanan yaşamların insanların doğal hayatlarına ne derece zarar verdiğinin, bir anlamda bu yozlaşmanın geçici mutluluklar getirdiğini şahane bir kurgu ile anlatmış sevgili Saramago.
Kendi içsel duyguları, karşılıklı diyalogları ve araya serpiştirdiği kısa felsefik cümleleri ile çok beğendiğim eserleri arasında yerini aldı.
Tavsiye kitaplardan.
#alıntı
Tepemizdeki bulutlar, ne kadar kara olursa olsun, onların üstündeki gökyüzü hep masmavidir.
Hem insan diktiği fidanın serpilip bir gün kendisi asacağı ağaç olacağını bilmez ki.