Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bediüzzaman Said Nursi milletimizin yetiştirdiği büyük bir âlimdir. Bediüzzaman'ın en büyük arzusu ve hayali yüzyılın başında 60-70 cilt olarak tasarladığı büyük bir Kur'an tefsiri kaleme almaktır. Ancak Rusya'da esir kaldığı zaman diliminde pozitivizm ve materyalizmin Müslümanlar ile Hristiyanların inanç dünyaları üzerinde meydana getirdiği etkileri bizzat müşahede ettiğinden bu fikrinden vazgeçmiştir. Bunun yerine özellikle bugünün inanç problemlerini kaleme almayı tercih etmiştir. Yüzlerce kere eserleri sebebiyle yargılanmış ancak bu yargılamaların tamamından beraat etmiştir. Yorumum : Eserin neredeyse tamamı Osmanlıca. Keşke kitabın her cümlesinden istifade edebilseydim. Ancak bu benim acizliğim ve cehaletimdir. Bu sebeple esef duyuyorum. Aslında bu da bizim köklerimizden ve özümüzden ne kadar uzaklaştığımızın göstergesidir. Kendi dilimizin yabancısı olduk. Bizi böyle böyle bu hale getirdiler. Vesselam... Eseri puanlandırmak istemiyorum.. Hastalar risalesi, külliyatın içerisinde yer alan ve hastalara geçmiş olsun makamında yazılıp, aynı zamanda onlara, bir merhem, bir teselli, bir Ma’nevi reçete, bir huzur ve bir kalp ferahlığıdır. Bazen olur ki insanın hastalığına ne doktorların ne de ilaçların bir faydası olmaz. Ve insan hastalığının arkasında gizli olan faydaları, hikmetleri, güzellikleri görmez, düşünmez, ve anlamaz. Bu durumda kalbi ve ruhu öylesine derin hüzünlerle hem hal olur ki artık sağlığına kavuşma ümidi günden güne kaybolur ve hayatla bağlarını keser. Bir an evvel ölümle buluşmayı ve dünyadaki cefasından kurtulmayı arzular. Ancak bilmez ki bu hastalığının ömür dakikalarına birer saat ibadet hükmüne geçtiğini, ve bilmez ki hastalığın aslında menfi bir ibadet olduğunu, musibetler vasıtasıyla aczini ve zaafını hissettiğini. Şayet hastalık ve musibetler olmasa insan sıhhatinin ve afiyetinin şükrünü nasıl eder? Onların birer nimetten olduğunu nasıl hatırlar? Dikkat edelim aslında bize "Elhamdülillah! Şükür!" dedirten başımızdan geçmiş olan elemler ve musibetlerdir. Çünkü elemin zevali lezzettir. "... Her şey zıddıyla bilinir mesela karanlık olmazsa, ışık bilinmez lezzetsiz kalır. Soğuk olmazsa, hararet anlaşılmaz zevksiz kalır. Açlık olmazsa, yemek lezzet vermez. Mide harareti olmazsa, su içmesi zevk vermez. İllet olmazsa, afiyet zevksizdir. Maraz olmazsa, sıhhat lezzetsizdir... " Hastalık, insanı şuursuzluktan, gafletten ve safahatten alıkoyar, ahireti düşündürür, ölüme hazırlar. Yani şükür şükür şükür ki Rabbimiz bize verdiği bunca nimete karşılık gaflete düşen kulunu asla unutmayarak, hastalıkta dahi kendini hatırlatır. Hastalığımıza karşılık isyan ve şekva etmemeyi bize bildirir. İnsan hastalığını hediye-i İlahiyeden görüp ağırlamalıdır. Tıpkı bize örnek olan Hz. Eyyüp as. gibi. Alıntılar • Layemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak! Seni yaratanı düşün, kabre gideceğini bil öyle hazırlan. • Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimi olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgarları esmeyeseydi ve musibetli fırtınalı İstikbal'de manevi kış mevsimleri olmasaydı, ben de seninle beraber senin halini acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize haydi dışarı diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, O bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız. • "Ecel mukadderdir, tagayyür etmez." Çok ağır hastaların başında ağlayanlar ve sıhhatleri yerinde olanlar ölmüşler, o ağır hastalar şifa bulup yaşamışlar. • Belki sen kendinden sıhhat noktasında aşağı derecelerde bulunan bir çare hastalara bakıp şükretmekle mükellefsin. Senin elin kırık ise kesilmiş ellere bak! Bir gözün yoksa iki gözü de olmayan amalara bak! Allah'a şükret. • Aziz kardeşim, senin gibi müminlerin evladı vefat ettikleri vakit şöyle düşünmeli; Şu velet masumdur, onun Halık 'ı dahi Rahim ve Kerim'dir. Benim nakıs terbiye ve şefkatime bedel, gayet kamil olan inayet ve rahmetine aldı. Dünyanın elemli, musibetli, meşakkatli zindanından çıkarıp, Cennetül Firdevsine gönderdi. O çocuğa ne mutlu! Şu dünyada kalsaydı kim bilir ne şekle girerdi? Onun için ben ona acımıyorum, bahtiyar biliyorum.
Hastalar Risalesi
Hastalar RisalesiBediüzzaman Said Nursî · RNK Neşriyat · 20172,082 okunma
·
24 görüntüleme
Pınar Akdeniz Abiş okurunun profil resmi
İnsana şifa resmen. Bir musibetle, zorlukla, hastalıkla karşılaşınca isyan etmeden, her şeyin Yüce Allah'tan geldiğini bilerek, onu hoş bir sabırla karşılayıp uğurlayabilmenin ne kadar ehemmiyetli olduğunu harika anlatmış Üstad. Hastalar Risalesi, herkesin okuması gereken bir hakikat. Lakin en çok da hastalık ya da sıkıntı anında teselli veriyor. İnsana imtihanını sevdirip, bu da geçer Ya Hú, yeter ki gönlüm, dilim isyan etmesin diye insana yoldaş oluyor. Allah Bediüzzaman Said Nursi'den razı olsun.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.