İncelemenizi çok yersiz buldum. Kitapta ‘şurayı gezmek zorundasın. Gezmezsen asla kültür sahibi olamazsın’ gibi bir ifadeye hiç rastlamadım. Tam tersi bunun imkan dahilinde, elden geldiğince yapılmasının iyi olduğundan bahsetmiş İlber Hoca. Hele incelemenizdeki son iki cümle.. Haklı olmuş olsanız bile -ki bu durumda haklı/haksız taraf yok- tamamen haksız çıkardı tüm söylediklerinizi.
Ayrıca kitapta gezin denilen yerlerin hepsini çok dikkatle inceledim, bir kısmına da gittim. Bu olayın parayla ilgisi yok. Kişinin ilgi alanıyla alakası var. Antalyada veya Pariste bir hafta gezmek, tatil yapmak için hiç düşünmeden 10-20 milyar gibi paralar harcayan insanlar, 20-30 tl müze giriş paralarını çok buluyor ya da haberi bile olmuyor. Yani ‘ailesinin parasıyla bir yerlere gelmiş’ Ozan, eğer kültür, sanat gibi şeylere ilgi duymuyorsa, umrunda değilse kitaptaki çoğu yere gitmez, gitse de görmez (hem ailesinin parası varsa istediği şeyi yapsın zaten, ne desin hayır sürünmek istiyorum benim için para harcamayın mı? Bir insanın annesi babası onun için para ödeyince, başarılı olsa bile neden başarısız sayılıyor? Bu da sizin deyiminizle ‘fakir edebiyatı’ değil de ne?)
Kısacası
Hocanın diyişiyle ‘elit’ olmak parayla satın alınmıyor. Paranın eksikliği de bundan bir şey eksiltmiyor.
Saygılar