Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kadınlar işyerinde rahat, rasgele, hatta pejmürde giyinmiş bir kadının, işi konusunda, tam olarak aynı şekilde giyinmiş bir erkek akramndan çok daha az ciddi görüldüğünü bilir. Kot pantolon ve tenis ayakkabısı giyen piliçler terfi almaz. Kot pantolon ve tenis ayakkabısı giyen erkeklerse alır. Kadınların nasıl göründüğü genellikle kim olduğumuzla denk görülür ve böylece, bize ne olacağını belirlemeyi sürdürür. Yani kadınlar sabah ne giyecekleri konusunda telaşlandığında, bunun nedeni uluslararası moda ikonları olma isteği değildir. Victoria Beckham olmaya çalışmıyoruz, özellikle de alt katta bizi bekleyen tam anlamıyla tepeleme dolu bir tost tabağı olduğu ve son on beş gün içinde gülümsediğimiz için. Hayır. Yapmaya çalıştığımız herkes o gün ne giydiğimizi "anlayacak" mı; çok incelikli bir konuşmada, doğru şeyi "söylüyor" muyuz, bunu çözmek. Çünkü moda yalnızca di-yaloğu akla getirir, tıpkı internetten indirebileceğin şu sağdıç konuşmaları gibi. Kadınların, bunun kendilerine özgü, kişiselleştirilmiş uyarlamasını öne sürmesi beklenir. Giydiğimiz şeyde kalpten konuşmamız beklenir. Kapsül gardıroplar bulmalıyız; "biz" olan şeyler, "özenle giyebileceğimiz ve üstümüze geçirivereceğimiz" şeyler, "klasik parçalar" ve "kıvrımlı ceketler." Bu, bir kadmın -varsayılan- becerilerinden biridir. Bu becerilere şunları da ekleyebiliriz: Kirlilerle "daha iyi" başa çıkmak, bir bebekle tüm gün evde oturmaya doğal olarak uygun olmak ve erkeklerin daha eğlenceli kabul edilmesini hiç mi hiç kafaya takmamak.
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.