Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

188 syf.
10/10 puan verdi
Kitap daha çok okunsun diye amme hizmeti
İnsanlığın var olmasından itibaren bütün halklarda bir tanrı anlayışı, yüce güç düşüncesi olduğunu görürüz. Kadim(eski) medeniyetlerden bugüne kadar olan zaman çizgisinde geriye doğru baktığımızda insanların birçok farklı Tanrı düşüncesi olduğuna şahit oluruz. İnsanlar zaman zaman güneşe, aya hatta yıldızlara bile yani kısaca doğaya tapma teşebbüsünde bulunmuşlardır. Bu inançların oluşumunu, kaynağını, sebebini incelemeye çalışan bazı düşünürler; insanların, üzerinde hakimiyet kuramadığı varlıkları yüceltmiş olabileceğini söylemişlerdir. Yine geçmişten günümüze baktığımızda insanların bazen bu rotadan ayrıldıklarını, yani peygamberlerin geldiği, inançların belli bir zaman dilimi içerisinde sınırlı sayıda insanda değişime uğrayıp asıl olması gerekene doğru yol aldığını görürüz . Bu doğru yolda olma durumu, insanların; başka bir peygamberin gelmesine sebep olacak kadar inançlarını tahrif etmesiyle son bulur. Başka bir peygamber gelir ve öncekinin anlattıklarını benzer şekilde anlatır içinde bulunulan inancın ne kadar yanlış olduğunu göstermeye çalışır, insanları kıyamet gününün geleceği ile ilgili uyarır, kendisine inananlar dışında o kavimde yer alanların bu dünyada helaka uğramasıyla o dönem kapanmış olur. Bizim inancımıza göre bu peygamberlerden bazılarına kendilerine ait bir şeriat(ilahi emir ve yasaklar) verilmiş ise de (Hz.İsa’ya, Hz.Musa’ya verilmesi gibi) onu anlatmakla birlikte akaid konularında hep aynı şeyleri vurgulamışlar, hep aynı Allah’a inanmaya çağırmışlardır. (Şura suresi 13.ayet) Biz bu eserde kendilerine kitap verilen üç peygamber ve kitaplarını inceleyeceğiz. Bildiğimiz üzere Hz.Davud’a Zebur Hz.Musa’ya Tevrat Hz. İsa’ya incil ve Hz.Muhammed’e Kur’an verilmiştir. Bu dört kutsal kitabın üçü okuduğumuz bu esere konu olmuştur. İslama ve Müslümanlara göre diğer kutsal kitaplar da Kur’an gibi Allah tarafından gönderilmiştir. Allah emir ve yasaklarını bildirmesi için elçiler seçip zamanın halklarına kitapla beraber göndermiştir. Müslümanlar buna inanmakla birlikte diğer kutsal kitapların zamanla insanlar tarafından tahrif edildiğini bu yüzden de kendilerine inanç konusunda bir referans olamayacağını düşünürler. Kur’an ve diğer üç kitap üzerinden durumu değerlendirmek gerekirse şöyle söylenebilir: Kuran ve diğer kutsal kitaplar aynı olaylar hakkında farklı yorumlar, farklı durum değerlendirmeleri yapıyorsa burada Kur’an’ın söylediği mutlak doğrudur. İncil, Tevrat ya da Zebur’un bu konudaki söylemiş oldukları Allah tarafından söylenmemiştir. Kur’an ve İncil üzerinden örnekle bu durumu değerlendirmek gerekirse; Kur’an’a göre Dünya altı günde (Kur’an, Araf 54) yaratılmıştır. İncil’e göre de bu durum bir farkla böyle anlatılmıştır. Tanrı dünyayı altı günde yarattı ve yedinci gün yaptıklarının yorgunluğu ile birlikte o gün dinlendi ve o günü kutsadı. (İncil, Yaratılış 1-2 ) Bazı Hristiyanlara bunu sorduğumda bana, onun bir temsili anlatım olduğunu ve Tanrı’nın o günü insanlara ibadetle geçirmesi için böyle bir anlatımı tercih ettiğini söylemişlerse de beni çok fazla tatmin eden bir cevap olmamıştı. Çünkü bizim inancımıza göre Allah’a böyle fiiller atfedilemez. Kur’an’da şöyle buyurulur: ‘Görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan, onları yaratmaktan yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de gücü yeter.’ (Ahkaf 33) Eğer bir konu Kuran’da yer alıyor da içeriği ile ilgili pek bilgi verilmemişse İncil ve Tevrat’a o konuya dair sadece doğru olma ihtimali olan bir bilgi olarak bakılır. Nitekim buna örnek olarak da şunu gösterebiliriz. Kur’an’da Hz.İbrahim’in hangi oğlunu kurban etmek için Allah’a sunduğu hakkında bir şey söylenmemiştir. İncil’de ise kurban edilen çocuğun İshak olduğu söylenmiştir. Bazı tefsirciler İncil’in bu konuda söylediklerini doğru kabul edip onun İshak olduğunu dile getirseler bile alimlerin birçoğuna göre genel görüş olarak görülmemiştir. Çünkü kurban edilenin İshak değil İsmail olduğunu söyleyen hadislere güvenmişlerdir ve genel kabul bunun olduğu yönündedir. Hristiyanlara göre Hz.İsa "Her doğan çocuk doğumunun sekizinci gününde vaftiz edilmelidir, vaftizsiz Cennet'e girmek mümkün değildir." demiştir. Müslümanlara göre ise herkes fıtrat üzere temiz olarak dünyaya gelir. ‘Biz insanı en güzel şekilde yarattık.’ (Tin 4) Hristiyanlara göre Tevrat da İncil gibi kutsal bir kitap ve kesin olarak doğrudur. Tevrat’a göre Allah’a inanmaya davet eden peygamberler de büyük günahlar işleyebilir. Düşünsenize Davud peygamber komutanının karısıyla birlikte olabilmek için o komutanı öleceği bir savaşa bilerek gönderiyor ve ölümüne sebep olup kadınla zina suçu işliyor. İslama göre ise peygamberler sadece küçük hatalar işlemişlerdir. İncil’e göre Rab katliam emri verebiliyor :‘ “Yeruşalim, Kenti'nin içinden geç, orada yapılan iğrenç şeylerden ötürü dövünüp ağlayanların alınlarına işaret koy” dedi. Öbürlerine, “Kent boyunca onu izleyin ve kimseye acımadan, kimseyi esirgemeden öldürün” dediğini duydum. “Yaşlıyı, genci, genç kızı, kadını, çocukları öldürün. Yalnız alınlarında işaret olanlara dokunmayın. İşe tapınağımdan başlayın.” Onlar da tapınağın önünde duran İsrail ileri gelenlerinden işe başladılar. Onlara, “Tapınağı kirletin, avlularını cesetlerle doldurun. Haydi başlayın!” dedi. Bunun üzerine onlar gidip kenttekileri öldürmeye başladılar. “ (Hezekiel 9, 4-6) Kur’an’a göre ise ‘Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın, aşırı gitmeyin; doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez. Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescidi Haram'ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İnkar edenlerin cezası böyledir. Eğer onlar savaştan vazgeçerlerse, siz de bırakın. Unutmayın ki, Allah çok affeden ve çok acıyandır.’ (Bakara 190-192) Kur’an’a göre Hz.Lut insanlara eşcinsellikten uzak durmayı, zina edip Allah’ın emir ve yasaklarına uymayı öğütlerken İncil’e göre kızları tarafından kandırılıyor ve onlarla zina ediyor. ‘ Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti, onlarla birlikte bir mağarada yaşamaya başladı. Büyük kızı küçüğüne, “Babamız yaşlı” dedi, “Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok. Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu yaşatmak için onunla yatalım.” O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi. Ertesi gün büyük kız küçüğüne, “Dün gece babamla yattım” dedi, “Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için sen de onunla yat.” O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.Böylece Lut'un iki kızı da öz babalarından hamile kaldılar. ‘ (Tekvin 19, 30-36) Kur’an’a göre Hz.Eyüp sıkıntılara göğüs geren sabır kelimesinin tam karşılığı olan bir insan olarak anlatılıyor. Ama İncil’e göre aynı Hz.Eyüp, Rabbinden gelene isyan eden bir kul olarak göze çarpıyor. ‘Yaşamımdan usandım, ama söyle, niçin benimle çekişiyorsun, hoşuna mı gidiyor gaddarlık etmek…Niçin doğmama izin verdin? Keşke ölseydim, hiçbir göz beni görmeden…’ (Eyüp 2-20) İncil’e göre Tanrı’nın oğlu olabilir. ‘ Söz, insan olup aramızda yaşadı. O'nun yüceliğini, Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini gördük.’ (Yuhanna 1, 4) Zebur’a göre Hz.Davud insanlara şöyle sesleniyor: ‘RAB'bin bildirisini ilan edeceğim: Bana, “Sen benim oğlumsun” dedi,“Bugün ben sana baba oldum.’ (Mezmurlar 2, 7) Kur’an’da ise bu durum şöyle aktarılıyor:’ Onlar, “Rahmân, bir çocuk edindi” dediler. Andolsun, siz çok çirkin bir şey ortaya attınız. Rahman'a çocuk isnat etmelerinden ötürü neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar göçecekti. ‘ Bu ve buna benzer durumlar bize gösteriyor ki İncil’e bakış açımız böyle olmalıdır. Kur’an’dan kesin olarak çıkarılan bu ve bu gibi durumlarda İncil’den çıkan sonuçları doğru kabul etmek mümkün değildir. İnancımız gereği o kitaplara inanıyoruz ama şek şüphe olmaksızın tamamını tasdik ediyoruz diyemeyiz. Elimizde bulunan bu kitapta buna benzer birçok örnek ve olay anlatılmakta olup benim örnek olarak gösterdiğim durumlar okyanusta bir damla kalır. Kitabı okumanızı ve kendi gözünüzle olayları değerlendirmenizi tavsiye ederim. Yalnız bu ve bu gibi kitapları okumadan önce İslam’ın İncil’de geçen konulara bakış açısını bilip daha sonradan o konulara yönelmek en doğru yöntem olur. Allah’a emanet olun.
Bir Karşılaştırma: Kur'an & İncil
Bir Karşılaştırma: Kur'an & İncilSaid Alpsoy · Dosteli Derneği Yayınları · 200512 okunma
··
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.