Ağzında sormuk şekeri, kulağında Hapaje ile ninesinin kucağında uyuyakalan Mahmut, gözlerini açtığında, kendisini ya oturma odasındaki sedirde yahut Saliha'yla paylaştıkları yer yatağında bulurdu. Her defasında gündüzün bir anda nasıl gece olduğuna, nene kucağından nasıl buraya geldiğine, ağzındaki şekerin tadına ve uyurken gördüğü düşlere bayılırdı.
Her zaman her şeye şaşıp kalmak, çocukluğun ruhuydu belki de.