Gönderi

Diğer taraftan krallarında ulûhiyetin devamını görmeye alışmış olduklarından bunlar bu taparcasına hürmetlerini Ali ve onun haleflerine tevcih etmişlerdi. Ali nesebinden gelen Imâm'a mutlak itaat; işte onların gözünde en önemli görev idi. Bu yerine getirildiği takdirde, hiç bir şeye aldırmadan, bütün rümüz'u ve (Allagorie) kanunsuzlukları tefsir etmek mümkündü. İmam onlar için her şey idi. Bu, teşahhus etmis Tanrı idi; ahlaksızlıkla birleşmis kölece bir itaat onlarin sisteminin temeliydi. A. Müller de buna benzer şekilde mütalâa yürütüyor; O, bunlara, İranlıların daha İslâmdan çok zaman önce Hind düşüncesinin etkisi altında, Sehinşah'ın babadan oğula geçerek hükümdar hanedanını canlandıran tanrisal ruhun bir tecessüdü olduğu fikrinde oldukları hususunu ekliyor.
Sayfa 148Kitabı okudu
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.