Bir yol hikâyesi ama pek çok yol hikâyesi gibi içinde aksiyon barındırmıyor, çünkü Çehov. Bazıları şikayet etmiş azıcık aksiyon olsaydı sıkıldım diye, kendisi durum/kesit hikâyeciliğine adını verecek kadar öncü olduğu için özür dileriz herkesten. Kitapta 9 yaşındaki Yegoruşka’nın gözünden anlatılıyor her şey, annesinin ticaret için yola çıkacak kardeşine oğlunu da alıp okula(gimnaziyaya) kaydettirmesi için yalvarması sonucu dayısı Yegoruşko’yu da yanlarına alıyor. Gidecekleri yere varana kadar yaşananlar, bütün o bozkır havası, sonradan tanıdığı insanlar, fırtına, hastalanması, hissettikleri vs her şey o kadar güzel tasvir edilmiş ki. O kadar doğal, o kadar sade ki. Seviyorum Çehov’u. Rus toplum yapısından mı bahsedecek koy oraya her tabakadan insan, onların diyaloglarıyla ver mesajı. Kısa olmasına rağmen yoğun bir kitaptı, Altıncı Koğuş kadar sürüklemedi, Altıncı Koğuş bebektir.