Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

269 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Dikkat: Asırı spoiler içerir! 2007 yılında yazılmış bu kitap Türk edebiyatını etkileyen post modernizm akımının en güçlü yazarlarından İhsan Oktay Anar'ın Suskunlar kitabı. Ve bu yüzden de postmodern romanı oluşturan unsurlardan metinlerarasılık, parodi, ironi, üst kurmaca ve pastiş gibi pek çok yöntemle karşılaşmaktayız. Özellikle ironiyi bolca görmekteyiz. Anar, eserlerini din tarih ve mitoloji ile beslemiş. Bunu göndermelerinden ve kelimeleri seçişinden anlıyoruz. Aslında böyle olunca daha çok seviyoruz. Kendimize ait şeylerden birer parça görmek bizi o romanı daha sahiplenici kılıyor ama Anar'ın kitabında bu sahiplenmeyi ironiyle okuyucuya gülümseterek yapmasından dolayı ayrı bir yer teşkil ediyor bizim için. Bolca fantastik olaylarla uçuyoruz adeta zihnin sınırsız hayal göğünde. Bir hayaletin İstanbul sokaklarında dolaşması Tagut isimli adamın içinde bir yılan saklaması, bir ıslık peşinde dolaşan Eflatun'un bunu ney de bulması, kahinler, yediler, üçler, kırklar, dervişler, Mevleviler.... Aslında mevlevilik semâ ve müzik meselesi de İslam tarihindeki bir meseleye atıf. Öyle ki Anar burada meselenin derinine inmekten çekinmeyip tefsirlerden, hadislerden alıntı yapmaktan çekinmez. Ve benim en çok şaşırdığım kısım da bu kadar detaya inmesi olmuştur. Öyledir kitap aslında bir cok şeyin ince ayrıntısına kadar anlatır. Mesela doktorun kullandığı ilaçlar ve aletlerden tutunda o yerin tasvirine kadar. Ve Semboller kitabıdır Suskunlar kitabı. Özellikle tasavvufa dair pek çok gönderme vardır Eflatun karakteri ile. Eflatun'un o sesi ararken kat ettiği yolla kemale erişi , 7 kişi ile karşılaşması ve her bir kişinin insan nefsinin açgözlülük kin haset vb özelliğinde olması, ve sonunda ney üfleme sahnesi vahdet-i vücuda gönderme. Eflatun sağır olur, aynı şekilde kahinin hakikat görmesi ile kör olması gibi Çünkü bir kere hakikati gördükten sonra başka şeyi görmeye ve duymaya ihtiyaç yoktur. Eflatun'da sessizliğin içinde sessizliği dinlemeye başlar ve susar. Suskunlar hazîresine ölmeden önce katılır. Anar bunu da vurgulayarak şöyle bitirir. Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu." Aldığımız nefesi üflemek, insanın şarkı söylemesi, ömrü boyunca aldığı nefesi mırıldanması... "Burnumuza üflenen nefesi vakti gelince aldığımız gibi tertemiz bir nağme olarak sessizce teslim etmeye hazır olalım. Hep birlikte susalım ve artık O'nun sesini dinleyelim."
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.