" '-Hadi kızım, anlat,' demişti ona, öfkeden titreyerek, '-...kim olduğunu söyle bize.'
Kız, onun adını ancak söyleyebilecek kadar bir süre duraksamıştı.
Karanlıkların içinde aramıştı o adı, bu dünyada ve öteki dünyada birbirine karışmış onca ad arasından ilk bakışta bulup çıkarmıştı onu; tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi, isabetli bir atışla onu duvara mıhlayıvermişti. '-Santiago Nasar...' demişti."