Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Milton ve şeytanının benzerliği
Her sene bu çeviriden haberi olabilen şanslı ingiliz dili ve edebiyatı öğrencilerinin "Milton ve Dönemi" dersi için kapış kapış aradığı bir kitaptır. Raflarda bir adedine rastlarsanız piyangodur. Bu anlamda Pegasus yayınlarına ülkemiz diline yapılmış tek çevirisi için bir takdir gerekmektedir. Sanırım bu kitap olmasaydı bu dersten geçemezdim. Gerçi en çok araştırıp, en çok sevip en çok korktuğum ve bir kerede geçtiğim bir ders oldu ama tamamen Milton'un eserinin dipsiz bir kuyu olduğunu görmek ve nasıl başa çıkılacağını bilememek korkusundan çalışmayı abartmıştım. Ilk kez kitaba bakıyorsanız bunun Kayıp Cennet şiirinin sadece bir cildinin çevirisi olduğunu zanneceksinizdir lakin içerisinde Paradise Lost'un on iki cildi birden yani şiirin hepsi tek kitapta toplanıp çevrilmiştir. Shakespeare'le birlikte ingilizceye ve de dünyaya en çok kelime kazandıran John Milton'un bu zorlu epik şiiri konu itibariyle aşina olduğumuz bir mevzu içerir. Bu kitabın konusu için spoiler çok önemli değildir çünkü önemli olan şiirin seslenişini bizzat okumaktır. Hatta bizim dilimizin ve kültürümüzün dışında bir şiiri anlamaya çalışıyorsanız önceden konu dahil tarih, coğrafya ve hatta pek çok şeyi önceden bilmelisiniz ki mecazi derinlikleri de fark edesiniz. Kuran-ı Kerim, Tevrat, Incil okurken de konuyu biliriz ama önemli olan seslenişin inceliğinin farkına varıp gerçek mesaja o şekilde erişmektir: ( yine de bu satırdan sonra spoiler sayabilecekler için bu da uyarım olsun. ) Adem ve Havva'nın ilk günahı, şeytanın cenetten düşüşünün sonrasında cehennemdeki krallığının kuruluşu, mağrur ve gururlu savaşının şiirsel bir dille anlatılan mücadelesi, bizi o dönemin önce bilimsel gelişmelerine yani Copernicus'un güneş merkezli evren sistemini bulmasıyla eski sistem olan evren merkezli bakış açısını değiştirmeye başlayan avrupa'nın ve ingiltere'nin aydınlanma çağına geçişinin dönemine ve 17.yy ingilteresinin siyasi evreninde bir yolculuğa çıkarır. Şiirde şeytanın kurduğu Pandemonium isimli cehennemindeki krallığı içinde monarşik düzene (ki bu tanrının sistemidir), karşı çıkar gibi isyankar ruhlu olmasının yanında şeytanın cehenneminde birtakım yandaşlarıyla oylamalar yaparak demokratik davranması, Milton'un da yapıtındaki şeytan gibi real hayatında bir parlemento yanlısı olması nedeniyle de ingilterenin restorasyon döneminin derin siyasi eleştirisiyle birlikte içerisinde aslında dinden daha önce bambaşka çok şey bulduğumuz bir eserdir. Kimine göre şeytan fazla yüceltilmiştir çünkü Milton tanrıtanımazdır, ruhunu şeytana falan satmıştır bu sebeple yapıttaki tanrı da Ademle Havva'ya bile dünyaya düştükleri andan itibaren fazla kayıtsızken ortada da ciddi pek sözü yoktur. ( Bunu bile çağın bilim ve inanç sisteminin değişimine yorumlarız. Dünya merkezli sistemdeyken tanrının tahtından evrenin ortasında kalan dünyadaki Ademle Havva'yı direk gözlemleyebilmesi ve direk onlarla diyaloğu, yasak ağaç için uyarısı ve ilk insanlığa doğrudan müdehalesi söz konusuydu ama güneş sistemine geçildiginde ise araya güneşin girmesiyle tanrıyla da iletişimi bir kaybediş yaşandı. Insanın seçimlerinde ve sonuçlarında yalnız kalışı ki, bu bi nevi ilahi yöne bakmaktan ziyade kendine dönüp özgürlükle kendini keşfe başlamaktır ve insanı merkeze alıp humanistik kavşağına evrilme süreçleri söz konusu. Tanrı yerine şeytan başroldedir. Milton hayatının ikinci evresinde çok okumak ve yazmak nedeniyle kör olur ve zindanda şiiri başkalarına sözlü olarak anlatarak kaleme aldırarak tamamlar. Tıpkı şeytanın kör kalması gibi Milton da aydınlanma çağında karanlıkta kalmıştır. Bu eser için benzer spekülasyonlar sürekli konuşulur çünkü kendisi aslında karmaşık bir kimsedir. Çağına karşı söz açısından da devrimci özellik taşır. Restorasyon döneminde tüm tiyatroların banlanıp edebi eserlerin yasaklanıp edebi verimliliğin ne kadar azaldığına bakarsak Milton harici bu devirden sağ çıkabilmiş önemli bir baş yapıt yoktur. Çünkü Milton insanları yöneten gücün dilin kuvveti olduğunun farkında ve yüce söylemlere en yakın olan şiirsel epikle mana ve manevi alanı genişleten biçimi seçmiştir. Bu kitapla akademik anlamda haşır neşir olanlar, 12 kitabı da su gibi bilmesi istenen, birtürlü mezun etmeyen en zorlu Milton dersleriyle meşhur olan Yale üniversitesinin youtubetaki dersleriyle ayrıntılı şekilde çalışabilirler. Kutsal kitabın özellikle "Tekvin ve Genesis, Yaradılış" bölümleri ile birlikte. Adem ve Havva'nın yaradılırken adeta bir labratuvar atmosferi olan Aden bahçesi nerededir, bilgi ağacından koparılan yasak elmayla düşülen diğer cennetse nerededir, evrenin karanlık kaostan yaratılma süreci kutsal kitaplara göre ve bir edebiyat şiirinin hayal ürünleri de barındıran evren mimarisiyle kozmoloji çalışılıp özellikle hristiyan ve mitolojik tradisyonlardan bilgi edinerek okunmalıdır. Paradise lost ve evren modelleriyle ile ilgili çizimler için googledan yardım alınılabilinir. Son olarak din, siyaset ve bilim dışında eser feministik okuma yapıldığında da farklı mesajlar içerir: Havvanın, yılan kılığına girmiş olan şeytanın sözlerine kanıpta daha bilgili olma arzusuyla yediği meyva; zeka ve basiretini açmamış onu şeytanın vaadindeki gibi en bilinmeyeni bilen, en yüce, bilgili kişi yapmamıştır bilakis ilk günah meyvasının sebebi olan cinsiyet olduğu gibi bir de Adem'in yani erkinin de sebebi olduğu için artık sürekli aşşağıya çekilecek sebebi kendi kendine doğuran bir cinsiyettir. Milton'un salt monarşik güce karşı isyancı karakterinin yanında epiğin dilinde maskülen baskınlıklı anlatımı tercihi, feminen güce karşı eril iktidarı koruma çabası salt güç olma konusuna eleştirel duruşunda çelişki doğurur. Havva'ya şeytanın tecavüz etme düşünceleri, Havva'yı tanımlarken ki küfürsel sıfatları ve Adem'in tanrı için Havvanınsa sadece Adem için kaburgasından ikincil olarak yaratılma vurgusu. Dişil gücün daha fazla bilmek istemiyle bi nevi iktidari ele geçirmek isteyen zihnini çirkince resmederken Ademi hırslardan haberi olmayan saf bir cins olarak işlemiştir. Ataerkil sistem ve patriark geleneğinin temellerine tuğla koymuş yegane bir yapıt fakat bu dil hegomanyasını eril güçte koruma çabasına rağmen bir kaç dönem sonra Virginia Woolf gibi dişil kimlikli anlatıcılığa zemin olmuş karşı feminist dalgayı da o yaratmış olur. Kendine Ait Bir Oda isimli kitabında Woolf neden kadınların bir Shakespeare yaratamadığını sorgular, cevabı ise erkeklerin para kazanıp zengin olup matbaa ve basım gücünü yani anlatıcı gücü tek eline alması kadınlarınsa evlilik hayatında sadece anne ve eş olarak sınırlı dünyasına mahkum edilme seneryosunun eril iktidar tarafından yazılmasıdır. Milton'un karısından sonra kadın düşmanı bir birey olabileceği spekülasyonunu da ekleyerek bugünün tüm düşünce ve yapıtlarını da ciddi sekilde etkilemiş bir eser yazdığını da söyleyebiliriz.
Kayıp Cennet
Kayıp CennetJohn Milton · Pegasus Yayıncılık · 2015965 okunma
··
1.639 görüntüleme
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Günaydın. İncelemeni keyifle okudum ve çok güzel betimlemeler ile akıcı, detaya önem veren, dikkat çeken bir inceleme olmuş. Şu kısmını okuduktan sonra anladım ki; "Adem ve Havva'nın yaratılırken adeta bir laboratuvar atmosferi olan Aden bahçesi nerededir, bilgi ağacından koparılan yasak elmayla düşülen diğer cennetse nerededir, evrenin karanlık kaostan yaratılma süreci kutsal kitaplara göre ve bir edebiyat şiirinin hayal ürünleri de barındıran evren mimarisiyle kozmoloji çalışılıp özellikle Hristiyan ve mitolojik tradisyonlardan bilgi edinerek okunmalıdır." Bu güzel kitabın öncesi ya da sonrasında
Zecharia Sitchin
Zecharia Sitchin
'in kaleme aldığı birçok eseri okuyacak olanlar, konunun ne kadar da örtüştüğünü az çok idrak edeceklerdir düşüncesindeyim. Evet, birçok insanda, hâlâ bir meyvenin sözde yaşamakta olduğumuz bu gezegene sürgünün sebebi olduğu düşüncesi sabittir ve buna inanmaktadır. Oysa sen burada çok güzel bir yaklaşım yapmışsın; "Havva'nın, yılan kılığına girmiş olan şeytanın sözlerine kanıp da daha bilgili olma arzusuyla yediği meyve; zeka ve basiretini açmamış onu şeytanın vaadindeki gibi en bilinmeyeni bilen, en yüce, bilgili kişi yapmamıştır bilakis ilk günah meyvesinin sebebi olan cinsiyet olduğu gibi bir de ademin yani erkinin de sebebi olduğu için artık sürekli aşağıya çekilecek sebebi kendi kendine doğuran bir cinsiyettir." Yaradan bizim ilk prototip atalarımızı, yasak olan cinselliği ve bununla birlikte "yaratma" kabiliyetini keşfettikleri için sürdü sözde cennetinden. Yine farklı kaynaklarda bahse konu olan farklı bir konuya değinmek istedim aşağıdaki notunu gördüğümde; "Adem ve Havva'nın yaratılırken adeta bir laboratuvar atmosferi olan Aden bahçesi nerededir, bilgi ağacından koparılan yasak elmayla düşülen diğer cennetse nerededir, evrenin karanlık kaostan yaratılma süreci kutsal kitaplara göre ve bir edebiyat şiirinin hayal ürünleri de barındıran evren mimarisiyle kozmoloji çalışılıp özellikle Hristiyan ve mitolojik tradisyonlardan bilgi edinerek okunmalıdır." Nuh'un Gemisi meselesini de çok yanlış anlattılar biz insanlara ve bilim insanları dışında, birçok kişi, içine gerçekten akla hayale sığmayacak, kütlesel genişlikte hayvanların sığdığı kocaman bir geminin arandığını sanmaktadırlar. Olaya iyice eğilecek kişiler, gerekli kaynaklardan bu bilgiye erişecekler ve senin bir üstte olan açıklaman ile ne derece örtüştüğünü de anlayacaklardır. Tabi inanmak isterlerse. Neyse, yazacak çok şey var aslında ama, ben genede sana bu güzel incelemen için teşekkür etmek isterken, arada aklıma gelenleri de satır aralarına sıkıştırdım işte. İnsan sevdiği türde bir şey yakalayınca, kendini yazmaktan, düşüncelerini ya da duyduklarını aktarmaktan geri kalmıyor. Emeğine, yüreğine ve kalemine sağlık Elif. Günün güzellikler ile gelsin ve edebiyatın bol olsun.
4 önceki yanıtı göster
E.T. okurunun profil resmi
Günaydın Adem Bey teşekkür ederim yorumunuza ve takdirinize. Sitede yeniyim cevap buradandır umarım çünkü demin yazıp yolladığım cevabı yayınlamadı. Bu edebiyat yapıtını batının ve yapıt yazarının ve döneminin kendi düşünce ve değerler sistemine göre yorumladım. Bir edebiyatın yol açtığı akımlar boyutunda, bize öğretilen akademik eleştirinin sınırlarınca. Eseri ne şahsi inancım ne de inançsızlığım boyutumdan yorumladım. O yüzden Nuh'un gemisi hikayesi gibi Ademle Havva hikayeleri de safsatadır ve kandırıldık biz!!! diye dinlere ve inançlara dair şahsi bir yorumlama da bulunmadım. Çıkarım o olmuşsa yanlış anlaşılmaya açıklama getirmiş olayım. Sizlere de ve herkeslere iyi sabahlar dilerim..
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.