Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde serisinin üçüncü kitabı olan Guermantes Tarafı'nda büyükçe bir bölüm ayrılmıştı:Dreyfus Davası'na. Sunuş kısmında Tahsin Yücel kısaca Dreyfus olayından şöyle bahsetmiş. "19.yy sonlarında,Fransa'da,Yahudi kökenli bir subayın,Alfred Dreyfus'un haksız yere casuslukla suçlanarak yüzeysel bir yargılama sonucunda zindana gönderilmesiyle başlar." Emile Zola'da bu olaya tepki olarak cumhurbaşkanı Felix Faure'ye "Suçluyorum!.." diye mektup yazar. Mektup şu şekilde başlıyor. "Bir gün bana göstermiş olduğunuz iyi kabulden dolayı duyduğum minnet duyguları içinde,haklı ününüz konusunda kaygılanmama ve size şimdiye kadar öylesine parlak olan yıldızınızın,lekelerin en utanç vericisi ve en silinmezinin tehdidi altında bulunduğunu söylememe izin verir misiniz?" Etkileyici bir giriş yaparak,'Suç' kavramını da inceleyerek adalet arayışına giriyor. Öncesinde Fransa'yı,sonrasında Avrupa'yı etkileyen bu olayın sonucunda "entelektüel" terimi ortaya çıkar.Gerçek aydın kimdir,nasıl olmalıdır,tartışmaları da ekleniyor tabiki. ◾◾◾◾ 21.yy ortasında ırkçılık yüzünden adaletsizlikler halen var. Zola gibi sesimizi duyurabilir miyiz bilmiyorum ama tarih öğrenerek gerçek dünyayı anlamaya bir nebzede olsa çalışabiliriz.Geçmişi öğrenmek bugünümüzü ve yarınımızı da etkileyecektir. ◾◾◾◾ Kardeşliğin olduğu, merhametin solmadığı güzel zamanlara,herkese mutlu günler.

SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20214,872 okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.