Tolstoy’un evini ilk terk ettiğinde yanına aldığı, Orhan Pamuk’un “bin yılın romanı” olarak adlandırdığı olağanüstü bir başyapıt.
Dostoyevski arkadaşına yazdığı bir mektupta şöyle diyor;
“İnsanı anlamak istiyorum. Tüm bir hayat boyunca bunu anlamak için çabalamak zorunda kalsan bile bil ki buna değer.”
Karamazov kardeşler bunu en iyi anladığı ve bize hissettirdiği eseridir.
Dostoyevski’nin hayatından izler taşımasının yanı sıra, insanlığın kötü ve iyi yönünü tam anlamıyla ayırdığı hem psikolojik, hem felsefi bir cinayet romanı niteliğindedir. Bu romanda da Suç ve Ceza da olduğu gibi kötüler çektikleri vicdan azabı ile huzura kavuşurlar.
Bir roman okuduğunuzda sizi düşünmeye sevk etmeli derin bir iz bırakmalı dostoyevski bu romanı ile bunu fazlasıyla başarıyor. Herkesin hissederek, anlayarak okuması dileğiyle..