Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

347 syf.
9/10 puan verdi
(Hafif spoiler içerir) Bu kitap şu ana kadar okuduğum romantik kitaplar arasında en iyilerden. Kitabın dili sade ve akıcı. Kitap edebi değerden uzak, boş, hiçbir şey anlatmayan, hiçbir şey öğretmeyen aşk romanları gibi değil. Kitabı alıpta ilk sayfalarını okumaya başlayınca vıcık vıcık aşk romanı diye düşünsem de ileri ki sayfalarda yanıldığımı farkettim. Ara sıra savaşlara farklı açılardan bakmak savaş kavramını daha iyi anlamamızı sağlıyor. İşte bu kitapta da şavaşın gerisindeki hemşirelerin gözünden savaşı görmemizi sağlıyor. Tabi bu kitabı okuyan çoğu okur savaşı anlamak için değil de içinde ki aşk için okuyor. Zaten ne zaman çok okunmuş ki içinde aşk olmayan kitaplar! Bu yüzden piyasada boş beleş aşk kitapları çok satan raflarda dolanıp duruyor. Biraz da kitabın içeriğinden bahsedeyim. Kitapta Anne adlı karakter arkadaşıyla bir adaya ikinci dünya savaşı nedeniyle hemşire olarak gidiyor. Anne gitmeden nişanlısına gelince evleneceklerine söz veriyor. Bu sözü tutmamak için elinden geleni yapacak olması beni nedense ileri ki sayfalarda hiç şaşırtmadı. Şimdi diyeceksiniz, bu ihanet olmasa kitapta konu kalmaz. Tamam kabul ediyorum. Zaten bunlar gerçek hayatta da yaşanmış. Yazar da kurgusallaştırıp yazmış. Ama bunu gerçek hayatta düşününce deli oluyorum. Bu batı toplumlarında neden hep böyle! Hep bir eşlerini aldatma, boşanma, ihanet... Nefislerine hakim olamayan topluluklar bildiğin. Hayvan mıyız ki hakim olamıyoruz nefislerimize! Biz insanız öyle hep duygularımızın hayatımıza yön vermesine izin veremeyiz. Bir söz verilmişse o söze ihanet edilmez. Bak birinci dünya savaşı zamanındaki bizim Türk toplumumuza. Savaştan dönmeyen eşini yıllarca bekleyen kadınlar görürsün. Hep ümit etmişlerdir bir gün gelecekler diye. İşte bu sadakattir. Kitapta ise daha adaya ayak basar basmaz tüm hemşirelerin gözü erkeklerde, tüm askerlerin gözü de hemşirelerde. Daha sonra da ne hikmetse hepsi de hayatlarının aşklarını(!) buluyorlar o adada. Aaaa ne tesadüf değil mi(!) Daha bir yıl bile geçmeden nişanlısını aldatma yetkisini bulabiliyor baş karakter. Nişanlısı cephede evliliklerinin hayalini kurarken, o bencillik yapıp nefsine uyup hayatımın aşkı diyerek başka erkekle birlikte olabilmeyi kendine hak sayabiliyor. Kimse bana ama seviyorlar birbirlerini falan demesin. Bir insanın nişanlısı ya da eşi olduktan sonra bir daha bakmaz etrafına. Güvenmiyorsan kendine vermeyeceksin söz. Adaya geldiğin an gözün eğlencede olursa da ağlamayacan artık karnındaki bebeği başka aileye vermek zorunda kaldığın için. Biraz ağır eleştiri oldu. Neyse dediklerime çok bakmayın. Gençtirler yapmışlardır hata deyip geçelim bu konuyu. Alıp okuyun derim. İyi bir üslupta yazmış yazar. Okuru da sayfalar ilerledikçe şaşırtabilmeyi başarmış. Bence başarılı bir yazar. Altı saatinizi bu kitaba verirseniz pişman olmazsınız diye tahmin ediyorum.
Yağmur Sonrası
Yağmur SonrasıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201318,1bin okunma
··
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.