Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zweig’in kitaplarına Bilinmeyen Kadının Mektubu ile başladım. Dünün Dünyası kitabının ismini ise bir iki ay önce twetter’da gördüm. Amin Maoluf Bu kitap için “Hayatımı değiştiren kitap’’ demiş. Kitabı Türkçeye çok güzel çevirmişler. Okunması ve okutulması gereken bir eser Dünün Dünyası. Stefan Zweig 19. yüzyıla ve 20. yüzyıla ve dönemin Avrupa’sına şahitlik etmiş bir yazar. İnsan hayatı itibariyle yaşamı her iki yüzyıla da denk gelmiş insanların hayatı daha dolu yaşadığına inanıyorum. Zweig de her iki yüzyılı ve iki dünya savaşını da yaşamış bir insan. Kitapta da belirttiği gibi 60-70 yıllık hayatlarına on insan ömrü sığdırmış bir şekilde yaşamış insanlar. Barışı da savaşı da , karanlığı da aydınlığı da, yükselişi de çöküşü de görmüş kişiler bu insanlar. Yaşamakta tam olarak böyle bir şey olda gerek yazarın ifade ettiği gibi. Dolayısıyla dönemin yazar, şair, sanatçı ve aydınların bu kadar verimli olmalarını ben yaşamlarının zenginliğine bağlıyorum. Kitabı okumadan önce Avrupa’nın, geçmişteki aile ve toplumsal yaşamının ve geçirdiği değişim dönüşümlerin bizim ülkemize bu kadar benzediğini düşünmemiştim hiç bir zaman. Örneğin aile yaşamındaki ve sosyal hayattaki tutuculukla ilgili bölümleri, kız çocukların yetiştirilme tarzını ve kadının sosyal hayattaki konumunu anlattığı kısımlar Türkiye ile neredeyse bire bir aynı. Evlilik öncesi flört, kızların serbestçe evden dışarı çıkabilmesi bir zamanların Avrupa’sında mümkün değilmiş.Havuzlar kadın erkek diye iki bölüme ayrılıyormuş ve giyim kuşamda biz de olduğu gibi fazlasıyla bir şekilcilik varmış. Tabi bu dönüşümlerde bizde olduğu gibi önce büyük şehirlerde, üst ve orta sınıfta başlayarak topluma yayılıyor. Yazara hayran olduğum bir diğer konu o dönemin kıta Avrupa’sında ne kadar ünlü yazar, şair, müzesiysen, sanatçı ve asker varsa bir çoğu ile tanışıyor ve arkadaşlığı var. Örneğin Rainer Maria Rilke gibi. Almanların en büyük şairi olan bu adamın adını Gabriel Garcia Marguez’in “ Anlatmak İçin Yaşamak” adlı eserini okurken de duymuştum. İnternetten açıp şiirlerine bakma gereği duyuyorsunuz.( Yalnızlık şiiri çeviriye rağmen harika bu arada.) Örneğin yazar Hindistan ve Japonya gezisini kitapta anlatırken Karl Erns Haushofer gibi uzman bir asker ve jeopolitik biliminin baba isimlerinden birisi ile aynı gemide yolculuk ediyor. Freud’dan Mussolini’ye; James Joyce’den, Roland ve Maksim Gorki’ye kadar tanıdığı her portre ile ilgili anıları bu kitapta var. 1914 öncesini, 1918 sonrasını, iki harp arasını ve 1939’da tekrar savaşa giden yolu ve barışsever insanların bir şey yapamamasını, kitlelerin ahmakça iyimserliğini kendilerini kandırmasını olağanüstü betimliyor. Bu kitabı okumadan önce bizden bir yada bir buçuk asır önce yaşayan inanlara göre daha özgür olduğumuzu düşünür kendimi avuturdum. Özgürlükle alakası olmayan ve her yerde net sınırların çizildiği yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve Anti Semitizm gibi vebaların yaygın olduğu; postmodern çağ dediğimiz bu dönemde sistemin bizi nasıl avucunun içine aldığını, pasaportsuz, izinsiz aslında yerimizden kıpırdayamadığımızı, 1880 ler ve 1900’lü yıllarda yaşayan insanlara göre özgürlüklerin daha da kısıtlı olduğunu algılamamı sağladı kitap bana. Bir ülkenin, bir vatanın ve bir kimliğin ne kadar kıymetli olduğunu; yersiz yurtsuz ve başkalarına sığınmak durumunda kalan insanların acıları ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Son olarakta şunu belirteyim; Avusturya Yahudisi olan yazarın ülkesine olan sevgisini de kitabın her sayfasında hissettim. ( Milan Kundera- Bilmemek adlı kitabını da okumayı düşünüyorum, onda da yurdunu terketmek durumunda kalan insanların gittikleri yere ve yıllar sonra döndükleri ülkelerine yani her iki tarafa da uyum sağlayamamalarını konu alan bir roman.)
Dünün Dünyası
Dünün DünyasıStefan Zweig · Can Yayınları · 20192,102 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.