Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1k İstanbul 22. buluşması | Okurlar neden kitap okur?
Günlerden bir gün bir adam evinin penceresinden dışarı bakarken bir yandan da telefonuna bakıyordu. O anda belki de bir göktaşı atmosfere girerken yanıp ayağı kayacaktı. Çünkü her an kar yağabilirdi. Bir yıldızı ayakkabı almaya yolladı. Tam da bu kadarlık bir zaman diliminde olmak üzere, bir adam bir gerçekliğin farkına vardı. Sanal gerçeklik ile esas gerçeklik arasındaki fark, insana tam da bu kadar yakındı. Bir göktaşının bilinmeyenden bilinmeyene yer değiştirdiği o zaman dilimi arasında insan bu iki gerçekliği de karşılaştırabiliyordu. O anda o adamın aklına bir fikir geldi. "Neden bu sanal dünya ile gerçek dünya arasına ek bir katman eklemiyoruz? Neden sürekli sadece tek dünyaya maruz kalmak zorundayız? Neden İstanbul'da kitap okuyan kişilerin sanal ve gerçek dünyaları arasında üstkurmaca şeklinde bir katman da koyamıyoruz?" gibi sorular aklına cereyan ediyordu. Çalışmaya koyuldu. Her gün dışarı baktığı o pencereden bir kendine, bir dışarıya bakıyordu. Zaten baktığın pencereyi bir ayna olarak ya da dış dünyaya açılış olarak görmek tamamen insanların elindeydi, o da biliyordu. Sonrasında o adam
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
'nu dışarıya kitap almaya yolladı. Gidiş o gidiş...
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
çok kaybolmuş olacak ki yolu taa
1K Ankara Okuma Grubu
1K Ankara Okuma Grubu
'na kadar düştü. Bir de baktı ki onlar
Kral Oidipus
Kral Oidipus
kitabını okumuşlar, Yunan mitolojisi konuşmuşlar. Yok dedi, bizim 22. buluşma kitabı bu değildi. Hatırlayacağım ama biraz daha kaybolmam, biraz daha gölgesizleşmem gerekiyor dedi. Yolu
1K İzmir Okuma Grubu
1K İzmir Okuma Grubu
'na düştü. Bir de baktı ki, onlar da 13 ekimde toplanacaklarmış daha. Ve
Huzur
Huzur
kitabını okuyacaklarmış. Yok dedi, biz onu okuduk. Bizim kaybolabileceğimiz ve gölgelerimizi hissedeceğimiz bir kitap okumamız lazım. Soru işaretleri oluşturmalı. Postmodernleşmeli. O anda
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
kendini artık geçmiş zaman olmuş bir kafede buldu. Bir de baktı ki,
Hasan Ali Toptaş
Hasan Ali Toptaş
adlı bir yazarın
Gölgesizler
Gölgesizler
kitabını konuşuyorlar. Uzun yollardan gelmişti, çok uzun. Bugüne kadar çok gölgeyle tanışmıştı, hatta bazıları da hiç gelmeyecekmişcesine kayboluyorlardı. Hiç kimse anlayamıyordu neden gittiklerini. Sonra bir hikaye duydu. Asker Hamdi adıyla tanınan bir yiğit olan
Hacı Seydaoğlu
Hacı Seydaoğlu
, 1000kitap adında bir site kurmuş ve böylelikle onlarca, yüzlerce kişinin kitap buluşmalarında konuşup tartışabilmesini, yorumlayabilmesini sağlıyormuş. Bu, kulağına ilginç geldi. Kafeden içeri girdi,
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
. Çok net bir şekilde iletilmeye çalışılan bir mesaj söz konusu değildi. Ortam postmodernizm kokuyordu. Bir yandan bir Yok-yer postmodern romanın karakteristik özelliklerinden, zaman-mekan bütünlüğü olmamasından ve kronolojik dengesizlikten bahsediyordu, bir taraftan Varoluş'un oğlu Gölgesizler filminin müziğini yapmış Candan Erçetin'in şarkısını dinletiyordu. Gölge arıyordu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
. Ama kaybolan kaybolana, giden geri dönmüyordu. Muhtar, güvercin, berber, bekçi, ayı gibi çeşitli kelimeler fırlatıyorlardı üstüne. Bir çiçek, gününü anlatan konuşmasına aynı Gölgesizler kitabının üslubu gibi başlıyordu. Bir Finnegan fantastik ögelerden girip Fransız bir bıyıklıdan çıkıyordu. Bir Ahmet Kural kitabın sonundaki sahneyi açıklıyordu, kendisine kitap inmiş bir peygamber de Gölgesizler kitabındaki en garanti ve en anlaşılabilir noktaları kendisi için ayırmıştı cebine. Ya da bir Hulki Cevizoğlu kitaptaki muhtarın devlet olabileceğinden ve siyasi mesajlar içerdiğinden bahsediyordu belki. Sonra masaya Mesih geldi. Mesih, pişmaniye yiyordu. Kitapta anlatılan şeylerin birebir İncil'de karşılıkları var dedi. Evet, dedi bir İngiliz kilise adamı ona katıldığını belirterek. Ama yine de ben kitabı sevemedim dedi. Olsundu dedik, herkes sevmek zorunda değil nitekim. Ama kitabı sevmese bile gelmişti işte o da. Sonrasında bir milletin efendisi, köy hayatında zaten bu kitaptaki gibi ilginç olayların yaşanıyor olduğunu söyledi. Sonra
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
evet dedi, hepiniz haklısınız. Çünkü hepiniz bir kitap okuduğunuzda farklı çıkarımlar yapabiliyorsunuz. Hepinizin farklı hayatları var. Hepinizin farklı gölgeleri ve bazen de gölgesiz olup şu hayata dokunmadan geçmek istediğiniz zamanları var. Bazı şeyleri çözümleyemiyoruz işte şu hayatta. Çözümleyemediğimiz o kadar şey dolu bir hayattayken neden bu soru işaretlerinin belki de hepsi bir kitapta olmasındı? Sonuçta hepimiz bazen neyin anlatılmasından çok, nasıl anlatılmasını istiyorduk. Anlatıcının metne müdahale etmemesini istiyorduk. Postmodernleşmek istiyorduk. Kitabın sonunu meydana getiren olayların intizamsızca bir araya gelmesini, ya da belki de gelebilmesini istiyorduk. O anda karın neden hep Dünya üzerine yağdığı konusunda araştırmalar yapan göktaşı, penceresinden Dünya'ya bakarken ayakkabısının geldiğini fark etti. Yıldız, Dünya'dan bir haberle birlikte gelmişti: "
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
yine harikanın da ötesinde bir buluşma geçirmiş!" ----------------------------------- İşte o harika buluşmada kendi gölgesini arayanlar:
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
Selman Ç.
Selman Ç.
Turhan Yıldırım
Turhan Yıldırım
Nilüfer
Nilüfer
Osman Y.
Osman Y.
Primadonna
Primadonna
Bülent
Bülent
https://1000kitap.com/h_sezen
Seeker
Seeker
https://1000kitap.com/MadameAdeline https://1000kitap.com/resulbulama
Koray
Koray
Sena gönüllü
Sena gönüllü
Oguzhan karagoz
Oguzhan karagoz
Canan Koyuncu
Canan Koyuncu
Zihnisinir
Zihnisinir
Mehmet Cemre Özbek
Mehmet Cemre Özbek
Bukalemunus
Bukalemunus
Kartal Han Yılmaz
Kartal Han Yılmaz
https://1000kitap.com/beydervis
Keyik Nurcanova
Keyik Nurcanova
https://1000kitap.com/moizefendi
Yunus
Yunus
Bookworms
Bookworms
Liesel Meminger
Liesel Meminger
Kübra Taşdemir
Kübra Taşdemir
https://1000kitap.com/zihinsarayikutuphanesi Erkan Bey Serpil Ç. ------------------------------------- Toplu fotoğraflar: i.ibb.co/1fGcWTh/Whats-A... i.ibb.co/pnbZHW8/Whats-A...
Ebru Ince
Ebru Ince
olmasa napardık temalı fotoğraflarımıza
Nilüfer
Nilüfer
Hanım ile devam ediyoruz : i.ibb.co/JxxdTnB/Whats-A... -------------------------------- Gelecek toplantı için kitap
Duvar
Duvar
,
Çürümenin Kitabı
Çürümenin Kitabı
ya da
Dava
Dava
kitapları arasından seçilecek. Seçildiği zaman buradan ileti ile duyurulacaktır. Tarih : 27 Ekim 2019, 14:00-17:00 Mekan: Akademi 1971 Kitabevi Cafe & Kütüphane, Kadıköy/İstanbul
··
183 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Muhtarın aynı anda hem yok olması, hem de yüz yerde görünmesi gibi, saatlerce kalmışım toplantıda, resimde görünmüyorum :)) Kitabın ruhuna uygun olmuş. Hem varız, hem yokuz. Gölgesiziz bu yerlerde, Candan Erçetin şarkısı gibi. Yok bu kitap yaramadı bize, hepsi karışmaya başladı. Kim var, kim yok belli değil. Ama çok güzeldi yine de, tanışmak yani, onun gibi bir şey...
Osman Y. okurunun profil resmi
Kitabı bir gün önce bitirmişti , şaşkındı. Bu nasıl bir anlatımdı , etkilenmişti. Aylardır gittiği kitap buluşmasına bu ay gitmese de olurdu aslında , düşündü , ne fark ederdi , ben gitmesem de zaten gölgem orada olacak diye iç geçirdi. Sonra tekrar düşündü , dayanamadı , içindeki diğer sesi dinledi , gitti. O gün İstanbul gölgesiz bir güneşle yıkanıyor , Ankara sessizce çatırdıyor , İzmir yaklaşan bir günü bekliyordu. Bir şeyler anlatması beklenen anlatıcı elindeki garip yiyecek kutularıyla kapıda göründü. Aç ayı bile oynamazken , insanlar nasıl konuşurdu aç karnına ? Bir insanla bir ayı arasında ne gibi farklar vardı ? Her zaman çok konuşan bir diğeri yine konuşmaya başlamıştı. Sus kardeşim biraz diyecek oldu , vazgeçti , konuşsundu. Derken sözler sözleri izledi , saatler su gibi akıp geçti. Erkekler düşünceli , kadınlar dalgın , dünya her zamankinden biraz daha genişti. Çayını yudumladı , ben ne içiyorum diye düşündü , çay mı yoksa bir sohbeti mi ? Kasaya geldiğinde birkaç lira içmiş olduğunu anladı , hayatın gerçeği insanın yüzüne vuruyordu , bu iyiydi , aksi halde her şey gölgeler zinciri olurdu , gerçekliğe ihtiyaç vardı. Eli klavyede bir süre düşündü , ben ne ara buraya yorum yazmaya başladım diye. Uzatacaktı daha ama vazgeçti , kısa kesti. Uzandı , bir rüyaya daldı.
Kartal Han Yılmaz okurunun profil resmi
Yazını ufak tebessümler ile okudum. Yine çok iyi bir yazı olmuş. Candan Erçetin'in şarkısı nasıl kitabı özetliyor ise senin yazında bizim buluşmayı özetlemiş adeta. Tek bahsetmediğin kişi bu kitabı okuyacağıma şu, şu ya da şu hatta şu kitabı okurum diyen arkadaş olmuş galiba. İş yerimde ki herkese Selman'ın hediye ettiği Hasan Ali Toptaş rozetini gösteriyorum ve bu kim diye soruyorum. Maalesef şuana kadar sorduğum kimse bilemedi. Sonra ben şükrettim iyi ki bu gruptayım ve sizin gibi okurlarla tanışıp arkadaş oldum.
Nilüfer okurunun profil resmi
Toplantı da çok güzeldi, yazı da çok güzel. Eline yüreğine zihnine sağlık. Gitsem mi ya deprem olursa, herkes evde bir ben ayrıyım evhamlarına yenik düşmediğim için mutluyum. Sizlerle olmak çok iyi geliyor bana. Bir ay boyunca susup susup o gün hiç susmayıp herkesin sözüne maydanoz oluyorum 😂
Selman Ç. okurunun profil resmi
Belki de "Herkes her şeyi görmekten körleşmişti." Bu yüzden görülemiyordu ne gölgeler, ne gerçekler, ne de "HEDİYELER" :))) Varsın olsun görülmesindi. Yok sayılamazdı yaa... Kim ne derse desin biz kafamızda var etmişsek elbet bizim için vardı. Yazar da öyle yapmıştı, kurmuştu kafasında evinin camından dışarıyı izlerken. Sonra o kurguda kendini bir anda "Az mıyım çok muyum Var mıyım yok muyum Ben neyim Masal mıyım gerçek miyim Kaç mıyım göç müyüm Hiç miyim suç muyum Ben kimim" youtube.com/watch?v=SsfS6li... diyen bir topluluğun içinde bulmuştu. Ona sorduğumuzda o da "BİLMİYORUM" diyecekti. "Her şeyi bilmek için erkendi belki, bilmeler yaşamalardan geçerdi ve biz önce yaşayacaktık." (#12868474) diyordu zaten, o yüzden bırakalım bilmeler eksik kalsın yaşamaya, yaşatmaya, var olmaya, devam edelim. Hayat anca böyle anlam kazanır. Hasan Ali Toptaş'ın yeri benim için ayrıdır. Böyle bir toplantı da böyle bir eserin konuşulmuş olması, çoğu okur tarafından sevilmesi ve diğer kitaplarının da okunacak olması beni çok mutlu etti. Hasan Ali Toptaş'ın dünyasına girip kendini ya var edersiniz ya yok edersiniz tercih sizin :) Ben bulanlardan ve var edenlerdenim. Siz de gelin buluşuruz oralarda bir yerlerde :) Belki köyde, belki şehir de belki de hiçbir yerde :))
Ömer Gezen okurunun profil resmi
"Okurlar neden kitap okur?" sorusundan ziyade "Neden Schopenhauer'in kitabını seçmediler?" diye soralım :(
Selman Ç. okurunun profil resmi
Şunu da şöyle ekleyelim. Canım Hasan'ım Ali'm 🤩🤩🤩eksiup.com/p/a8213597rs78
Ebru Ince okurunun profil resmi
Kaçacak ben yine bir ara :)) bakalım belki Ekim:)) inşallah :))
Bukalemunus okurunun profil resmi
Tüm_katılımcı okurlara Teşekkür ederim, etkinlik gerçekten de faydalı ve güzel geçti🙏
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Ne güzelsiniz yaa... Ah o masada ben de olsaydım.... açık denizlere yol alsaydım...sussaydım hiç konuşmasaydım....seyreyleseydim sohbetin rengini.......
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.