Açık ara okuduğum en iyi yerli romanNereden başlayacağımı ve tam olarak ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. Kesinlikle yerli romanlar arasında okuduğum en iyi kitaptı. Kitapta o kadar çok yerin altını çizdim ki... Hem bir roman hem bir terapi hem de kocaman bir hayat dersi bu kitap. Peki ne anlatıyor? Kuru kuruya hayvan sevgisi üzerine güzellemeler yok sadece. Çok daha fazlası var. Bir ruh rehberi adeta. Bir yaşam öğretmeni. Hayat hakkında o kadar özgün ve güzel önermeler var ki içinde, bana resmen yaşam kaynağı oldu. Bence herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. Çok ciddi olarak söylüyorum; okuduğum açık ara en iyi yerli roman.
Büyük bir trajedi atlatan psikolog Ceyda ile, hayatı baştan sona çok kötü gitmiş olan Mete'nin yollarının kesişmesi üzerine gelişiyor olaylar. Bir de Rodos var. Kitaptaki hayvan karakterlerden biri. Dişi bir tekir kedi ve onun da rolü çok büyük. Hayvan sevgisini o kadar güzel bağlantılarla işlemiş ki yazar hayran kaldım. Bir yandan üçünün hayat hikayesini okuyorsunuz ve bu hayat hikayeleri içerisine yazar tadına doyulmaz ufak ibretlik yaşam dersleri sıkıştırmış. Karda kayıp düşen adam, fasülyedeki biberi yiyen anne ve oğul hikayeleri beni en çok etkileyenler oldu. Kitap çok güzel evrensel mesajlar veriyor ve bunları o kadar klişeden uzak, o kadar özgün bir şekilde başarıyor ki...
Oktay Volkan Alkaya'nın daha önce Tanrılar Çağı ve Devletin Malı kitaplarını da okumuştum. Onlar da çok güzel romanlardı. Ama bu kitap çok farklı. Çok başka. Bambaşka... Bir de kitabın gelirleri sokak hayvanlarına bağışlanacakmış. Hem bu kadar güzel bir kitap yaz, hem de gelirini bağışla... Her yönüyle kalbime işledi bu kitap ve benim hayatımda yeri hep çok başka olacak.
Dünyaya çok farklı bir gözle bakmamı sağladığı için yazara çok teşekkür ederim.
Hikaye: 10 / 10
Kurgu: 10 / 10
Anlatım Dili: 10 / 10
Betimlemeler: 10 / 10
Anlatım Tekniği: 10 / 10
