Ferzan Özpetek; uzun yıllardır Italya'da yaşayan Türk asıllı ünlü İtalyan sinemacı ve yönetmen. Yazmış olduğu kitaplardan ikincisi olan Sen Benim Hayatımsın ismininde çağrıştıracağı üzere yönetmenin Roma'ya ilk adım attığı andan itibaren romanın yazıldığı zaman olan 2015 yılına kadar hayatına giren insanları, yaşadığı ilişkileri, sinemacı olma serüvenini, aşklarını ve Roma'da ki hayatını anlatan otobiyogrofik bir roman. Kitaptaki karakterler de yazarın kendisi gibi tercihleri nedeniyle hayatlarını ailelerinden ve doğup büyüdükleri çevrelerden uzakta yaşamak zorunda kalan ve bu durumla birbirlerine tutunarak ve sığınarak , hatta bir aile gibi olarak baş etmeye çalışan insanlar. Kitap her ne kadar otobiyografik olsa da kendi içerisinde ayrı bir sona hazırlayan bir kurguda barındırıyor. Yazarın sinemacı olması ve kullandığı dilin akıcılığı ve samimiyeti kitabı okurken karakterleri gözünüzde o kadar rahat canladırmanıza neden oluyor ki, kimi zaman kendinizi onlarla birlikte Roma sokaklarında gezerken buluyor, kimi zaman birlikte yedikleri Pazar yemeklerine dahil oluyor, kimi zaman kaybettikleti bir arkadaşlarının acısını onlarla paylaşıyorsunuz. Yazar olarak Ferzan Özpetek bu kitapta sinemacılığınında avantajını kullanarak aşkı çok güzel bir dille anlatmış. Ben kendi adıma bu kitaptan şöyle bir çıkarım yaptım. "Aşkın ve sevginin cinsiyeti yokmuş. Aşık olmak ve bir insanı sevmek cinsiyetler üzeri birşeymiş." Kitabın son bölümlerini okurken de 2017 yılında filmekimi'nde izlediğim ve çok etkilendiğim Paolo Virzi'nin Leisure Seeker ( Karavan) filmini hatirladım. İzleyenler için film, kitabın sonu için küçük bir spoiler olabilir izlemeyenlere ise tavsiyemdir. Sonuç olarak sıcak ve insani duygularla bezenmiş, Ferzan Özpetek'i tanıyan tanımayan, merak eden herkesin okuması gereken bir kitap bence.

Sen Benim HayatımsınFerzan Özpetek · Can Yayınları · 2020672 okunma

·

7,1bin görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.