Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bulgar kaynakları, geçimin genellikle hayvancılığa dayandığı Manastır, Sıçanlı ve Doğanhisar bölgelerinde büyük sürülere el konulmuş olduğunu belgelemektedir. Bu sürülerden bazıları Koşukavak, Ortaköy ve Edirne’ye, diğerleri ise Gümülcine’ye götürülmüştür. Eşref ve adamlarının, Hurşit Paşa’nın kuvvetlerine bağlılarken, İkinci Balkan Savaşı’nın bu son çarpışmasında özel ve gayri resmî bir mahiyette seferber olduklarını birden fazla kez tekrar etmekte fayda vardır. Batı Trakya’ya vardıkları vakit Osmanlı emir komuta zinciri ve gözetiminden az çok bağımsız bir şekilde hareket ettiler. Gönüllü olarak yaptıkları hizmetin, o dönemde sıklıkla icra edilen bir uygulama olan ganimet alma sözüyle teminat altına alınmış olması muhtemeldir. Başka bazı kanıtlar Eşref ’in bu istikrarsız durumdan fayda sağladığı olasılığını desteklemektedir. Eşref ’in notlarında kısa, fakat fikir verici bir bahis geçer: Kendisi, “Eşref ’in koyun sürüleri”nden ve “Meclis-i Âyan’da Eşref ’e verilen ödül”den söz etmektedir. Daha sonraki bir mektubunda, yakın dostu ve Teşkilat-ı Mahsusa’dan arkadaşı olan İzmitli Mümtaz’a, muhtemelen Batı Trakya hareketinin başladığı vakitte kendisi ve Sami’nin Bulgaristan’a yaptıkları akınlarda ele geçirdikleri büyük koyun ve sığır sürüsünden 1.000 koyunluk bir hediye sunduğundan bahseder. Bu anekdotu Mümtaz’ın dürüstlüğüyle ilişkilendirir. Daha az erdemli birinin Enver’in yaveri olması hâlinde kendisini zengin etmek için birçok fırsat bulabileceğini ifade eder. Mümtaz kendisinin akında yer almadığını, dolayısıyla ganimetten pay alamayacağını söyleyerek teklifi geri çevirmişti. Eşref daha sonra dostuna bu hediyeyi vermek için meşru bir yol buldu: Mümtaz evlendi ve Enver’in de ısrarıyla, meşru ve hukuki yoldan bir hediye kabul etmesi sağlandı.
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.