Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

881 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
İki ciltlik Thomas Mann (1875-1955)- Büyülü Dağ romanını, 18 kişilik bir grupla okumaya karar verdiğimizde henüz Eylül başındaydık. 5 Eylül'de başladığım kitabı  7 Ekim' de bitirdim. ▪ Kitaba başlamadan önce ciddi bir hazırlık yapmış olmak gerekse de, okumam esnasında yazar ve eserleri hakkında elden geldiğince bilgiler toparlayarak devam ettim. Thomas Mann'ın kendisi ve eserleri için ciddi sayıda kaynak kitaplar mevcut. ▪ Hastalık, ölüm, aşk, felsefe, zaman, tıp, müzik gibi kavramları kurgulayıp yazmak 12 yıl sürmüş. O yüzden eser için bir şeyler yazmak hiç kolay değil. Konusuna gelince, tedavisi devam eden kuzenini ziyaret etmek üzere üç haftalığına sanatoryuma giden Hans Castorp'ta da hastalık teşhis edilince orada yedi yıl kalır. Bu yedi yıl içinde, genç mühendis Castorp'un nasıl olgunlaştığını, evrildiğini, donanımlı bir hale geldiğini ve bunu yaparken de kimlerden, nelerden beslendiğini okurken, bilmediğim terim ve kavramlarla karşılaşılaştıkça zaman zaman okumaya ara vermek zorunda kaldım araştırmak için, bazen de hız kesmeden devam ettim. Baş karakter genç mühendis Hans Castorp yalın bir halde girdiği sanatoryumdan, içsel yolculuğunu tamamlayarak, ruhunu besleyerek, bir bilge gibi çıkıyor. Sanatoryumun, hayalinizde canlandırdığınız gibi bir yer olmadığını da belirteyim ayrıntıya girmeden. Castorp biraz da uçuk kaçık bu yerden bambaşka bir insan olarak çıkıyor demiştik. Farklı zamanlarda kurguya dahil olan kişilerle, karakterlerle yaptığı ya da o karakterlerin kendi aralarında geçen uzun felsefi, siyasi, ruhani diyaloglar, tartışmalar gerçekten okunmaya değer. Kitapta beni çok etkileyen iki bölüm var ki birincisi "Merkürün Değişik Ruh Halleri" diğeri de "Kar"... Bu bölümleri belki bir kere daha okuyacağım. Thomas Mann'ın, kitap için "evet, onu ben  bir `zaman romanı` olarak adlandırdım" dediğini de hatırlatarak zamana dair müthiş tespitlerin olduğunu da ilave edeyim. Kitabın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, alıntılarla, birkaç cümleyle asıl anlatılmak istenenin belki de vurgulanamayacağını düşünürken, aşağıdaki paragrafa rastladım kaynak kitapta. . ["Benim bütün anlatılarım az ya da çok diyalektik ve düşünsel deneyseldir ve eserlerimdeki "düşüncelerin" öyle bir ilişkilendirilişi ve göreceliği vardır ki bunlar o düşüncelerin mutlak olarak ortaya konmasına bence yaramamaktadır. Benim yazar olarak bir roman çerçevesinde söylediğim şeyin, hele hele figürlerime söylettiğimin, aslında felsefi ciddiyeti vardır. Bunun bir bütün içinde, o bütünün çerçevesinden kopartılarak ve "sanat", "tabiat ve düşünce", insan ve hayat" ya da her ne ise, "düşünce incileri" olarak kimin düşündüğünü ya da söylediğini belirtmeksizin dizilmiş görmek beni korkutuyor ve sıkıyor. "... Bu sözler, Thomas Mann'ın eserlerindeki özlü sözleri sıralama, bunlardan bir demet sunmanın anlamsız olacağını, kendisinin önem verdiği şeyin eserin kurgusundaki diyalektik olduğunu dile getirmektedir. Güresel Aykaç /Thomas Mann'ın Edebiyat Dünyası syf.23-24] ▪ Ben yine de okurken yaptığım birkaç alıntıyla bitireceğim sözümü ki, kitabın özü, anlatımı, neler neler içerdigine ipucu olsun... ▪ " Çelişki, akıl ve iradeden kopmanın zehirli çiçeği, tembelleşmiş zihnin pırıltısı ve en büyük ahlâk yoksunluğudur." syf.276 ▪ "Gerçek zaman bölünme diye bir şey bilmez aslında. Yeni bir ayın başlangıcında ne gök gürültüleri ne de borazan sesleri duyulur; yeni bir yüzyılın başlangıcında da top atan ve çan çalan biz insanlar oluruz." syf.281 ▪ "Avrupa'da genel bir barış ve silahsızlanma havası esiyordu. Demokratik düşünceler gelişiyordu. Jöntürklerin devrimci ayaklanma için hazırlıklarını tamamladıklarını el altından öğrendiğini iddia ediyordu. Türkiye anayasal bir ulus devlet olacaktı,insanlık için ne büyük zafer ! " syf.51
Büyülü Dağ (2 Cilt Takım)
Büyülü Dağ (2 Cilt Takım)Thomas Mann · Can Yayınları · 20181,199 okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.