Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

18) Jean- Jacques Rousseau “ Özgür doğmak”
İsviçreli düşünür ve yazar (1712-78) edebiyat ve felsefe alanında şöhretliydi. Rousseau, hakiki dinin kalpten geldiğine ve dini törenlere ihtiyaç duymadığına inanıyordu. Ama asıl başını derde sokan şey siyasi fikirleri oldu. Toplum sözleşmesi başlıklı kitabının başında “ insan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur” der. Devrimcilerin bu sözleri yürekten öğrenmeleri şaşırtıcı değildir. Devrimciler, fakirleri zenginlerin vurduğu zincirden kurtarmak istiyordu. Fakirler açlık çekerken, zengin efendileri lüks bir hayatın keyfini sürüyordu. Eşitlik ve kardeşlikle birlikte hakiki özgürlük istiyorlardı. Toplum Sözleşmesi’nde ortaya koyduğu sorun, insanların, devletin yasalarına itaat ederken aynı zamanda birlikte toplumun dışında oldukları kadar özgür yaşamalarının bir yolunu bulmaktı. Bunun başarılması imkânsız gelebilir, muhtemelen öyledir de. Toplumun parçası olmanın bedeli bir çeşit kölelikse, bu ödenmesi gereken çok yüksek bir bedel olurdu. Rousseau’nun çözümü ise, “Genel İrade” fikriydi. Genel irade, sorulduğunda herkesin ne istediğini söylemesi olarak adlandıracağı şeydir. Toplum içinde, bencilce düşünen her kişi için değil, tüm toplum için iyi olan, herkesin istemek zorunda olduğu şeydir. Genel iradenin ne olduğunu anlamaya çalışırken kendi çıkarımızı göz ardı etmemiz ve bütün toplumun iyiliğine, ortak iyiliğe odaklanmamız gerekir. Genel iradeyi kabul etmemiz zorunludur. Bu görüşe göre Genel iradeyi kabul etmeye zorlansak bile ancak ona uyduğumuzda hakiki anlamda özgür oluruz. Bu Rousseau’nun inancıdır. İnsanlığın zincire vurulmuş olduğundan şikâyet eden ve birini bir şey yapmaya zorlamanın başka türde bir özgürlük olduğunu ima eden Rousseau’nun düşünceleri bir parça tekinsizdir gerçekten de...
Sayfa 162Kitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.