İlk defa Zülfü Livaneli kitabı okumakla beraber, tam olarak ne okuduğuma dair tam olarak kafama oturmayan bir kitap. Emekli olduktan sonra şehrin ve insanların gürültüsünde kaçıp, kendini tamamen doğayla ve kitaplarıyla başbaşa bırakan, bir köpeği, hizmetçisi ve birkaç komşusu dışında çevreyle ilişkisi olmayan, tuhaf huy ve takıntıları olan ilginç bir adam. Ve bu adamın hikâyesi samimi olduğu komşusu Arzu' nun ölümüyle, İstanbul'dan gelen genç ve meraklı bir gazeteci kız tarafından gün yüzüne çıkar. Ana karakterinin ruhsal sıkıntılarından dolayı; biraz psikolojik, az biraz aşk hikayesi, biraz gizem; işlenen cinayet ile biraz polisiye; değindiği tarihler itibariyle birazda tarihi bir kitap olma özelliğiyle tam olarak ne vermek istediğini çözemediğim, bunların yanında akıcı bil dili ve sürekli merak duygusunu aktif tuttuğundan sürükleyici olan enteresan bir kitap. Beklentim çok yüksek olunca biraz eleştiri dozunu arttırmış olabilirim. Biraz düşündükten sonra; belki de yazarın amacı budur, herşeyden derine girmeden bahsedip merak duygusunu aktif tutmak. Diğer kitaplarına karşı ilgimi ve merakımı düşürmediği için, okunası bir kitap :)
.