Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
10/10 puan verdi
Bu bir kişisel gelişim kitabı değil.
Araplar Hz.Peygamber'in vefatından sonra vahyin mesajını diğer coğrafyalara iletmek amacıyla 7.YY'dan başlayarak uzun bir süre bu ilahi hitabı kendi yarımadalarından çok daha ötesine taşımayı başardılar. Araplar bu fetihleri gerçekleştirdikçe daha önce cahili olduğu yeni inançlar ve sağlık, matematik, astronomi gibi birçok farklı alandaki bilgi birikimleri ile karşılaştılar. Arapların, Kuran'ın ve hadislerin ilme önem verilmesini istenen birçok vahiyden ilham aldıkları da ortaya konulması gereken bir gerçek. Hal böyle olunca o birikimlerden yararlanmayı, cahili oldukları alanların yeni alimleri olmayı amaçladılar. Bu yüzden o dönem entelektüel uğraşın dili olan Yunancadan Arapçaya tercüme faaliyetlerine başladılar. Tabiri caizse aç kurt gibi her önüne gelen kitabı çevirip öğrenmeye başladılar. Bu tercüme hareketleri hemen her alanda etkisini göstermeye başladı. Abbasilerde halife Memun'un kurduğu beytü'l-hikme buna en güzel örnek olarak gösterilebilir. Dediğim gibi tercüme faaliyetleri hemen her alanda faydalı oldu. Bunlardan biri de felsefe ve dini düşünce. Fetihler sonrası Araplar bazı sorularla muhatap oldular. Eğer diğer dinlerden insanların kendileri gibi inanmalarını istiyorlarsa, onların kendilerine sordukları sorulara akılcı cevaplar verebilmeliydiler. Kendisi de akılcı bir mezhep olan Mutezile mezhebinin o dönemde Arap coğrafyasında hakim mezhep olması gerçekten olağanüstü bir tevafuk olsa gerek. Mutezile ile birlikte Araplar, vahiyden aldıkları ilhamın da neticesinde muhatabı oldukları sorulara akılcı cevaplar da verebildi ve insanların -Kuran'ın da deyimiyle- bölük bölük İslam'a girmelerine sebep oldu. Bu tercüme faaliyetlerinden sonra yaklaşık 500-600 sene özellikle felsefi-dini-siyasi-sağlık-astronomi alanlarda kendini yetiştirmeyi başaran, bu alanda söz sahibi olacak muhteşem filozoflar ortaya çıktı. Kindi, Razi, Sühreverdi, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd, Feridüddin Attar, İbn Tufeyl, Ammar bin Ali, Battani, Biruni gibi isimler buna örnek olarak gösterilebilir. Bu isimler sadece Araplardan çıkmıyor bu arada. Örneğin kitabın yazarı Farabi'nin Türk olduğunu da bilmek gerek. Bu alanda ortaya çıkan isimler eğer felsefe ile uğraştılarsa genellikle Platon ve Aristoteles gibi Antik Yunan filozoflarından etkilenerek söz sahibi hale gelmişlerdir. Batı'da şu an iddia edilen düşünce, bu insanların bilimi Batı'ya taşıyan köprü görevi gördükleriydi ama çok daha fazlasını yaptıklarından emin olabilirsiniz. Ben bu adamlardan henüz pek fazla bir şey okumadım açıkçası. Farabi'nin bu kitabı benim için alana giriş kitabı olarak gösterilebilir. Farabi hem Platon'dan hem de Aristoteles'ten siyaset ve dini yaklaşım açısından etkilenmiş gibi duruyor. Özellikle Platon'un siyaset anlayışı, erdemli insan anlayışı, bir filozofun nasıl olması gerektiği gibi düşüncelerinden çok etkilenmiş ve düşüncelerini de sağlam bir zemine yerleştirirken kendisine dayanak oluşturmuş. Kitapta halka yapacakları etki bakımından Filozof ve Peygamber karşılaştırması bile yapmış. Örneğin Filozof öğretini sunarken daha çok akli temellere, sistematik ve düşünsel kuramlara dayanırken Peygamberler ise daha çok halkın anlayabileceği bir zeminde buluşabilmek amacıyla örnekler, hikayeler üzerinden kendi fikirlerini aktarmaya çalışmışlardır ve Filozoflardan daha başarılı olmuşlardır. Filozof daha çok belli birikime sahip seçkin insanlara hitap ederken Peygamberler tüm halkı kucaklayabilecek şekilde ortaya çıkmış. Çok fazla sahte filozof olduğunu bu yüzden sahtesini gerçeğinden ayırmak gerektiğini de ifade etmiş. Yine kitapta kanun koyucu olarak ortaya çıkacak isimlerin hangi özelliklere sahip olması gerektiği üzerinde durmuş ve bu kimselerin 4 temel erdeme sahip olması gerektiğini söylemiş. Bunlar nazari erdem, fikri erdem, ahlaki erdem ve ameli sanatlardaki yetkinlikler. Yani hükümdarın, imamın veya yöneticinin -Platon'da olduğu gibi- insanların mutluluğu için ya filozof kadar yetkin, akıllı, bilgin olması gerekiyor ya da bu yeterliliği olmadan başkan olduysa ilim alanında en iyi seviyeye ulaşması gerekir. Felsefeyle ilişkimiz çok yeni olduğu ve henüz birbirimizi tanıma aşamasında olduğumuz için bu alanda çok fazla şey söyleyemiyorum, mazur görünüz lüften, tşk.
Mutluluğun Kazanılması
Mutluluğun KazanılmasıFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,450 okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.