Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Osmanlı'da yüzyıllardır hakim olan toprak düzeninin bozulmasına ve savaşlarda ateşli silahlara ihtiyacın artmasına bağlı olarak, kırsalda Ayanların varlığı ortaya çıkmış ve her geçen zaman da güçleri artmıştır. Mukaata arazilerinin sık sık yaşanılan savaşlar nedeniyle nakit paraya ihtiyacın artmasının sonucunda, kira usulü ile verilen toprakların Malikâne usulü ile verilmesi bunda büyük pay sahibi olmuştur. Öyle ki 2. Mahmud'u tahta çıkaran Alemdar Mustafa Paşa da bu özellikte biriydi. Yine bu Paşanın etkisi ile 2. Mahmud ile Ayanlar arasında Senedi İttifak imzalanmış ancak sonrasında 2. Mahmud'un Ayanları bertaraf etmesi ile bu sözleşme unutulmustur. Böylelikle 2. Mahmud yeniden merkezi yönetimi güçlendirerek kısa süreli ademi merkeziyetciligi bertaraf etmiş olmaktadır. 2. Mahmud sıkı bir yenilik teşebbuslerine başlamış hatta bu yüzden adı Gavur Padişaha çıkmıştır. Oldukça zorlu bir dönemden geçen devleti, bu dönemde özellikle Yunan İsyanı ve Kavalali Mehmet Ali Paşa yogun bir şekilde ugrastirmistir. Devlet çaresiz kalarak denize düşen yılana sarılır diyerek Ruslara yanaşmış ve Hünkar İskelesi Antlaşması ile Boğazlarda son kez egemen devlet olarak davranmıştir. Akabinde Rusların sıcak denizlere inerek güçlenmesini istemeyen İngilizler devreye girerek Londra Konferansı ile Boğazlar meselesini uluslararası arenaya taşımıştır. Yine İngiltere ile Balta Ticaret sözleşmesi yapılarak Osmanlı açık pazar haline gelmiştir. Aslında 2. Mahmud'un planı olan Tanzimat Fermanı onun ölümü nedeniyle oğlu Abdülmecid zamanında ilan edilerek ilk defa bir Osmanlı padişahı yasalara uyacagini taahhüt ederek, yasaların gücünü kendi gücünden üste koymuştur. Bu ferman ile halkın can ve mal güvenliği kesin bir şekilde sağlanmak, mahkemelerin halka açık hale gelmesi, cezaların hukuk çerçevesinde verilmesi, askerlik hizmetinin düzenlenmesi, reayada din farkı gözetmeksizin bir vergi düzeni kurulması, yerel yönetimlerde farklı dinden reayanin da içinde bulunduğu meclislerin olacağı bir düzen teşkil edilmek istenmiştir. Fermanı hazırlayan Mustafa Reşid paşa, devlet yönetimde bürokrasinin gücünü artırmak istemiş, bunun için ulemanin yönetimdeki gücünü kırmak istemiştir; bundan dolayi ulemadan da yoğun tepki almıştır. Lakin Paşanın kurmak istediği düzende temeli toprak yönetiminde ve vergi sisteminde atacağı reformlar teşkil etmektedir. Bunu başaramayip Balkanlarda çıkan isyanlar ile de Paşa görevini bırakmıştır. Buna karşın Tanzimat Fermanı ile Osmanlı'da yeni bir dönem başlamıştır. Yine Abdülmecit zamanında Kırım savaşı akabinde İslahat Fermanı ilan edilmiştir. Bu ferman ile özellikle azınlıkların durumlarının iyileştirilmesi hedeflenmis ve bu yüzden de Müslüman ahalinin yogun tepkisi alınmıştır. Bu iki ferman ile Osmanlı'da aydınlar arasında olsun devlet kademesinde olsun, devleti dağılmadan kurtarmak için Osmanlilik fikri temel alınmıştır. Jön Türkler vasıtasıyla Abdülhamid'e 1. Meşrutiyet ilan edilmiştir, nitekim Abdülhamid bunu ilan edeceği sözü verdiği için tahta geçirilmiştir. Hemen ardından Ruslar ile 93 harbi yaşanmıştır. Bu savaşta Osmanlı çok ağır bir şekilde mağlup olmuştur. Rusların her istediğinin kabul edilmek zorunda kalindigi Ayastefanos Anlaşması imzalanarak, imparatorluk doğuda, Elviye Selase adı verilen Kars, Ardahan, Batum'u ve buna ek olarak Doğu beyaziti kaybetmiş. Batıda, Romanya, Sırbistan, Karadağ kaybetmiş, Bosna Hersek Avusturya'ya bağlanmıştır. Rusya azınlıkların koruyucusu olarak kabul edilerek Osmanlının iç işlerine müdahale etme hakkını hukuken kazanmıştır. Buna ek olarak Balkanlarda büyük Bulgaristan krallığı olusturulacaktir. Zaten İngilizler için dananın kuyruğu burada koptugundan dolayi, hemen devreye girerek tarafları ve birtakım Devletleri toplayarak Berlin Konferansını vermiştir. Burada Ayastefanos'tan farklı olarak Doğu beyazit Osmanlı'ya verilmiş, büyük Bulgaristan'a müsaade edilmemiştir. Ermeniler için İslahatlar yapılması öngörülerek Ermeni meselesi uluslarası alana taşınmıştır. İngilizler, Rus tehdidini bahane ederek 1878 ve 1882'de Kıbrıs ve Mısır'ı almıştır. Böylelikle de uzun zamandır politikası olan, Osmanlının toprak bütünlüğü politikasını terk etmiştir. Çünkü artık bu iki önemli mevkiye kendisi hakim olduğu için, sömürgelerine giden yolları koruyacak bir Osmanlıya ihtiyacı kalmamıştır. Bu nedenle Abdülhamid, Batı'dan yani İngiltere'den uzaklasmistir. Mebusan Meclisini dağıtıp Istibdat rejiminde odak noktasını Almanya'ya yaklaşmak üzerine kurmuştur. Buna ek olarak resmi politikası İslamcilik olmuştur. Bu nedenle Hint Müslümanlarına destek olmaya çalışmış, Orta Afrikaya yolladığı görevlilerle o bölgede İslamın yayılmasına neden olmuştur. Buna ek olarak İngiltere'ye muhalif olan İrlandalılari desteklemistir. Almanlara yaklaşma ile politikası ile beraber demiryolları büyük ölçüde onlara verilmiş, Duyuni Umumiye kurulmuş ve Osmanlı yarı sömürge haline gelmiştir. Abdülhamid İslamcilik politikası ve yoğun bir istibdat uygulamasına karşın batı tarzı okullara açmış ve bu okullardan ileride Cumhuriyeti getirecek kadroyu yetiştirmis olmuştur bir nevi. 1908'deki Reval görüşmelerinin patlak vermesini de kullanarak halihazırda örgütlenmis konumdaki İttihat ve Terakki, Enver Paşa önderliğinde Abdülhamid'den Meşruiyeti yeniden ilan etmesini istemiştir ve Abdülhamid de buna mecbur kalarak 2. Meşruiyeti ilan etmiştir. Bunun için Osmanlı'da halk ilk defa Hürriyet için ihtilale kalkismistir. Bu olay halk nezdinde yogun sevinç ile karşılanmıştır. Bu esnada ise fırsattan istifade Girit'i Yunanistan, Bosna Hersek'i Avusturya ilhak etmiş, Bulgaristan da bağımsızlığını ilan etmiştir. 31 martta gerici ayaklanma yaşanmıştır ancak Mahmut Şevket paşa kumandasindaki hareket ordusu İstanbula gelerek ayaklanmayi bastırmistir. İlerleyen süreçte ise İTC her geçen gün otoritesini artırmıştır. Özgürlük için gelen İTC bir nevi dikta yönetimi kurmuştur. Balkan harbi patlak vermiş ve çeşitli nedenlerle Osmanlı büyük mağlubiyet almıştır. Öyle ki böylesine bir mağlubiyeti Avrupa bile beklemiyordu hatta Avrupada açılan bahislerde Osmanlının kısa sürede galip geleceği tahmin edilmiş. Sonrasında 1. Dünya harbi yaşanıyor. Almanlar yenildiği için yenik sayildik demeyeceğim tabiki, bildiğin çoğu cephede mağlup olduk. Ardından İTC üçlüsü yurttan kaçar, Mondros imzalanır. İzmir'in işgali ile halk yavaş yavaş uyanmaya başlar. Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a görevli olarak çıkar ancak görevinin dışına çıkar çünkü halihazırda hedef bağımsız Türkiye'dir. Bunun için Kemal Paşa oldukça stratejik davranır, 1920de meclisin açılması ile yönetime geçene kadar halifeyi kurtarma söylemi ağır basar lakin ondan sonra ulusal egemenlik fikri giderek daha çok ağır basmaya başlar. Sakarya Savaşı ile yurdu kurtaran Paşa olarak Gazi unvanı verilir ve bu saatten sonra Mustafa Kemal Paşa'nın otoritesi yüksek sesle bir daha sorgulanmaz. Yunan'in denize dökülmesi ve akabinde Lozan'da büyük zafer ile kurtuluş tamamlanır. 1923'te Cumhuriyet ilan edilerek 1700'den beri 200 senedir Osmanlı'nın yenilesme çabası sonuçlanır. Bu esnada kitapta, Osmanlilik,İslamcilik, Türkculuk gibi dağılmaktan kurtulma fikirleri ele alınmış. En büyük pay da Türkculuke verilmiş, çünkü Cumhuriyeti kuran fikir budur. Özellikle Ziya Gökalp'in fikirleri Atatürk için önemli bir yer teşkil etmiştir. Buna ek olarak Garpcilarin modernleşme fikirlerinden de etkilenen Mustafa Kemal Paşa, kurtuluşu getiren isim olarak sahip olduğu karizma ve güç ile bu fikirlerini hayata geçirmek için yoğun bir çalışmaya başlar. (Garpcilar, İslam'ın 7. yy yasaları olduğu ve bunun günümüze uyamayacagi ve İslam'da reform yapılması gerektiğini ve ekonomik, sosyal vs konularda modernlesmeyi savunmuslardir. Gelen tepkiler üzerine İTC zamanında yayın organları İçtihat kapatılmıştir) Mustafa Kemal Paşa'nın yogun inkilaplari ile ülke yönünü Batıya çevirmiştir. Halifeligin kaldırılması, laiklik gibi yenilikler ile bu percinlenmistir. Afganistan ve İran'da da kimi liderler Mustafa Kemal Paşa'yı örnek alsalar da istedikleri İnkilaplari onlar yapamamislardir. Atatürk'ün yeniliklerinin yüzyıllarin getirdiği bir sürecin sonucu olduğu üzerinde durulmustur ve artık bu yoldan geri dönmeye çalışmanın yanlış olduğu asikardir. Buna rağmen devrimler, yenilikler tam olarak halkın tamamına yayılip ozumsenme aşamasının saglanamamasindan dolayi malesef gericilik, kul kafası zihniyetleri ülkenin yönünü yine eskiye çevirmeye çalışmıştır. Bu sürecin devam ettiğini sonun ne olacağının kestirilemedigi vurgulanmistir. #54016274 #54016461 İyi okumalar..
Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, Meşrutiyet
Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, MeşrutiyetHalil İnalcık · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016586 okunma
··
347 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.