Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

440 syf.
·
Puan vermedi
Yobazca İnleme
Ömer Faruk Dönmez'den yine kendini okutan, merakta bırakan, hak olanı haykırmak için çabalayan sohbet tadında bir kitap. Roman değil, deneme değil, yazı başlarında tarih konuldu diye -evet kitap ismi de dahil- günlük diye de adlandırılacak değil. Bu türlerin hakkını vermek için ortada herhangi bir çaba da görülmüyor zira. Kendisinin, benim de çok hoşuma giden, enfes tabiriyle bu kitap bir "inleme". Edebiyatın hangi kökten geldiğini unutmayan bir üslupla ele alınan bu "inleme" türündeki kitap, yer yer kimilerince sert bulunabilir. Bunun sebebi ise büyük çoğunluğunu muhafazakar kesimin oluşturduğu okuyucu kitlesinin yaşadığı zihin bulanıklığıdır. Mesela, ancak düşman ülke boyunduruğu altında yaşayacağı hayatı öz yurdunda yaşayan tarihten bihaber kapitalizm/modernizm kölelerine sert gelebilir. Yahut, eşarbının içine kase koyup başını deve hörgücüne benzeten zihniyete. Kutlu ayetleri haram ilişkileri ardında kullananlara, Kutlu Nebi'nin (sav) hadislerini ve mucizelerini kafasına göre yok sayanlara, Mevlana Hazretlerini börtü böcek edebiyatına alet edenlere vesaire vesaire. Kavanozun üstünde Müslüman yazıyor ama kavanozun içi boş. Kitapta eşinden ayrılan ve öğrencisine aşık olan bir öğretmenin hayatı anlatılıyor. Hatta bu öğretmenin ilk eşinden bir de çocuğu var. Ek olarak, aşkı karşılıksız da kalmıyor öğretmenimizin. Evet, durum biraz karışık ve hatta "genel ahlak ilkelerine" uymayan bir halde olduğu bile söylenebilir. Gregor burada olsa haykırırcasına gülerdi sanırım. Gregor? Yazarın Kafka hayranlığının Oğuz Atay sevgisi ile birleşmesi sonucu ortaya çıkan bir karakter. Samimi, sadık ve bir o kadar da açık sözlü. Neyse, kabul edeyim bahsi geçen hali başlarda ben de biraz garipsedim fakat yazar, olması gerektiği gibi dini hassasiyet ve samimiyeti elden bırakmıyor. Şimdiki haram ilişkiler gelmesin gözünüzün önüne lütfen. Öğretmen her zaman "haram mı değil mi, caiz olmasa gerek, işi keyfiyete vurmayalım" gibi düşüncelerle iç içe. Yine de öğretmenimizin yaptığı her şeye bütünüyle hak verdiğimi söyleyemem. Bunu söyleyecek ilmi kendimde göremiyorum. Gel gelelim şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kitap -yukarıda bahsettiklerim haricinde-şimdiki romantik islamcılara (ben bu tabirin çıkmasına sebep olanların!) iyi bir ders niteliğinde pasajlar da içeriyor. Velhasıl kelam, Ömer Faruk Dönmez yine o güzel üslubuyla pek hassas noktalara parmak basıyor. Konu, bir çocuklu dul bir öğretmenin yaşadığı aşk ile sınırlandırılamaz. Başta demiştim, türümüz inleme. Yani öğretmenimiz bu konuyu sofraya tuz olarak koyuyor ve okuru edebiyatı, sanatı ve özellikle tarihi inceleyip değerlendirmeye; kapitalizmi/modernizmi masaya yatırmaya; son olarak en önemlisi, İslam'ı hayatın her anı ve alanında yaşamaya çağırıyor. Sonuç olarak, belki kendisinin en iyi kitabı değil ama başka güzel bir kitabı. Şahsı için her zaman dediğim gibi, konu ne olursa olsun ana temadan hep bir tek şeyi anlıyoruz; bir şeyleri düzeltmek için çabalayan dert sahibi bir insan. Not: Mart 2016'dan çıkıp gelen bir yazıdır.
Bir Yobazın Günlüğü
Bir Yobazın GünlüğüÖmer Faruk Dönmez · İz Yayıncılık · 2023804 okunma
·
219 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.