Başlangıçta bir tarihi roman zannederek aldığım kitap Fantastik & Felsefi bir roman çıktı. Yazar Osmanlı döneminde yaşayan kurgusal birbirinden farklı karakterleri teker teker kısa hikayeler tadında anlatıp; ana karakterimiz Bünyamin'in etrafında oldukça başarılı bir şekilde birleştirmiş. Sonra kitabın sonuna bir geliyorsunuz ki ana karakter Bünyamin değil onun babası. Felsefe ne alaka diye soracak olursanız da: kitap Descartes'ın "Düşünüyorum öyleyse varım" savını "Düşünüyorum öyleyse varsınız" diyerek bütün hikayeyi düşün gücünün bir sonucu haline getirmiş. Ayrıca eserin bazı yerleri o kadar eğlenceli ki resmen kahkaha atarak okuduğum noktaları var.