Nur Hocam, bu eser bende bir sızı olarak kalmıştır.Sebebi yağmur altında bekleyen türbanlı gençler mi? Sadece ilkelerin ardına düşen kahramanın yaşadığı sürüklenme mi, kendi sokaklarına, kahvehanelerine, insanlarına kavuşma coşkusunu, hüzünlü bir yorgunluğa çeviren modernizm kâbusu mu bilemiyorum.
Ömer Faruk'a hep şu dizelerle seslenmek istemişimdir;
"Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!"
Çünkü bir muhacir gibidir, kendi topraklarında...
Kutlu'nun belki de sözünü ettiği 'huzursuz bacak', her insanın ruhunun yaşadığı çağa verdiği, uyumsuzluk ve eksilmenin yaşamı zorlayan yanıydı...Fakât kendine huzurlu bir toprak parçası, bir patika, bir çıkış bulamayanlar için, sanıyorum hep yoklayacak bu kronik sanrı...
En teferruatlı politik söylemleri ve derin fikriyatı diğer eserlerinde böyle yoğun kullanmamıştır yazar, bu cihetle de bence mühim bir eser.
İncelemeniz kitapta hızlı bir serüvene çıkardı beni, ne güzel okumuşsunuz Nur Hocam.En çok okurda kalan izler memnun ediyor bir tahlil yazısında beni, âdeta okur kahraman olarak yerinizi almışsınız.
Bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim... Yüreğiniz varolsun.