Aslında hayatımın en mutlu günlerini yaşıyorum. Yani hiç olmadığım kadar mutluyum. Ruh halim, aşırı sağlıklı
Lispector... Sessiz çıkıkların kadını. Acı yüklü, deli bir kadın. Şu mutlu halim de bile derinden etkileyebiliyor beni. Kesinlikle Lispector’un kalemine hayranım. Ve dilerim ki @monoklkitap Clarice Lispector’un bütün eserlerini biz okurlara kazandırır. Bu vesile ile naçizane talebimi de sunmuş olayım
Lispector, puslu bir ruha sahip. Konuyu nasıl, ne şekilde, nereden nereye bağlıyor anlamıyorsunuz ama çok seviyorsunuz her cümlesini.
Öncelikle kitaba geçmeden evvel Portekiz aslından bu eşsiz eseri çevirip biz okurlara kazandıran Başak Bingöl Yüce'ye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Kitapta üç karakter. Joana, Otávio ve Lídia. Farklı bir anlatım. Darbenin nereden geleceği belirsiz. Bu kadının yazdıklarını, hissettiklerini anlatmak zor. Her kelimesini içime işlememe rağmen hakkında cümle kuramıyorum. Çünkü öyle bir yazar Lispector. Joana üstünden bir anlatım. Dağıtılan bir kalp. Yerle bir... Yine sessiz çığlıklar... Joana mutlu aslında ama öyle bir zaman dilimi geliyor ki araya sıkışıyor, kalbi dağlanıyor.
Satır satır çizilesi her cümle. Aktardığı diyaloglar bile.
Ertelemeyin. Mutlaka tanışın bu eşsiz yazar ile. Namıdiğer Mısır Kedisi ile...
Sağlıksız okumalar dilerim. (Neden böyle dediğimi Lispector okuyunca anlayacaksınız. )
"Özgürdü... Bazen her şey nasıl da basitleşiyordu..."