Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hanefi nisbetini taşımak ya da İslam Hukukunda akademik kariyer yapmakla Ebu Hanife'yi rh.a anlamak eş değer değildir. Eğer böyle olsaydı Onu en iyi anlayan Ona herkesten yakın olan annesi olurdu. Ne var ki annesi, Onun ilimdeki kudretini takdir edemediğinden fetvaları oğluna değil de mahallenin imamına sorardı. Bu noktada Hasan b. Ziyad şöyle bir hadise nakletmektedir: "Bir gün Ebu Hanife'nin annesi yemin etti. Daha sonra da yeminini bozdu Oğluna fetva sordu, fakat aldığı cevaba razı olmadı. Ebu Hanife'ye rh.a, fetva hususunda ancak Zür'atu'l-Kas'ın dediğini kabul edeceğini söyledi. Ebu Hanife annesini alıp Zür'a'ya götürdü. Kadın sorusunu sorunca Zür'a hayret içinde 'Ey Kadın! Kufe Fakihi yanında olduğu halde mi ben sana fetva vereceğim?! dedi. Ebu Hanife rh.a. Zür' a'ya annesini kastederek "Şöyle şöyle diyerek ona fetva ver" dedi. Zür'a Ebu Hanife'den dinlediği fetvayı nakletti de kadın öyle razı oldu. Bugün "Büyük fikir adamı", "Büyük müçtehid" etiketiyle takdim edilen, görüşleri hakkında doktora tezleri hazırlanan Müslüman Modernistlerin ilmi yeterliliği Ebu Hanife'ye rh.a. kıyasla mahalle imamına bile el değer olamaz. Fakat bunu idrak etmenin yolu bir takım nisbe ya da kariyerlere sahip olmaktan değil, İmam Serahsi gibi ilim adamı nosyonuna sahip olmaktan geçer.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.