Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Evet, Kur’an bugün itibariyle bakarsak tek başına ele alındığında tevhid, ahiret, bir takım kıssalar ve ahlakî ilkeler dışında kapalı bir kitaptır. Aslında bunlar bile ümmetin tevatüren gelen uygulamalarıyla netliğe kavuşmaktadır. Böyle bir akidevî ve amelî tevatür olmasa bugünün neslinin tevhidi, ahireti, nübüvveti, ahlakî ilkeleri nasıl anlayacağı dahi oldukça şüpheli bir durumdur. Sadece Kur’an’la karşıya karşıya kalan ve başka da bir delil görmeye tahammülü olmayan bir neslin tevhidi, nübüvveti, ahireti sahih bir şekilde anlayabileceği nasıl beklenebilir?! Yıllardır mürekkep yalayan bazı kalemler reenkarnasyonu kabul etmiyor mu? Bir kumar olan milli piyango için caiz demiyor mu? Kadere imanı olmadık şekillerde te’vil etmiyor mu? Zinaya dahi “parayla yapılan fuhuştur” demiyorlar mı? İş böyle ise Kur’an’daki bir lafzın manasının öyle değil de başka türlü olduğunun garantisi ne olacaktır? Kur’an’ın “mubîn” oluşu evvel emirde ilk muhataplar içindir. İlk muhataplar Kur’an’ın ne kastettiğini anlıyordu. İman eden neye iman ettiğini, inkar eden neyi inkar ettiğini gayet iyi biliyordu. İlk muhatapların ne tefsirlere, ne müşkilu’l-Kur’an’lara, ne de Garibu’l-Kur’an’lara ihtiyacı vardı. Ama sonraki, hatta daha sonraki hele modern nesiller için durum böyle midir? Kur’an şu an itibariyle açıktır, demek, Kur’an’a bakarım ve rahatlıkla akaid ve ahkam konularını tespit ederim demek kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.