Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

446 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İlginç biçimde yazarın Yahudileşme Temayülü adlı bir kitabı var. Konusu adından belli bu kitapta Müslüman geleneğine girmiş Yahudi mitolojisinin, ilkelerinin ve uygulamalarının pek azını inceliyor, büyük bölümünü dokunmadan bırakıyor. Hahamların Müslüman geleneğinde bilerek veya bilmeyerek neden oldukları en büyük yozlaşma Muhammed’e “Kuran’ın bir benzerinin” daha indirildiği inancıdır. Çünkü hahamlara göre Musa’ya da “Tevrat’ın bir benzeri” indirilmiştir. Bu basit görünen ilke daha büyük yozlaşmalar doğurmuş ve hadis kültürü, din adamlarının otorite oldukları inancı, devlet başkanından başka bir de dinsel başkan olması uygulaması bunu izlemiştir. O kitapta odadaki fille yüzleşmeyen İslamoğlu, bu kitapta doğal olarak Muhammed’in örnekliğini barındırdığını öne sürdüğü sahte tarihsel belge külliyatını savunuyor. O külliyatın aynısı ve daha fazlası Rabbani Yahudilikte de var. Kuran’ın yanına koyup ezber edilen kitaplar Yahudi, Hristiyan ve Zerdüşt yazınından kopya edilmiş gibi. Gözümüze kırmızı ışıklar çakıyor, uyarı bayrakları her yerde. Ama görmek isteyene. İbrahim’in karısını “Sara” adıyla anan yazar bu bayrakları görmüyor belli ki. Hayır, kesinlikle görmüyor: “Adil ve mutedil olan Buhari’nin “sahihtir” dediğini mutlak ve tartışmasız kabul etmek değil, Buhari’nin yaptığını yapıp daha da zenginleştirilmiş ve geliştirilmiş usuller ve ölçüler koyarak, rivayetleri tek tek o ölçülere vurmaktır.” Rabbani Yahudilerin de Mişna’ları var. Sonra o Mişna’ların yorumları olan Gemara’ları, sonra o Gemara’ların yorumları olan Tosefta’ları, Midraş’ları, ilmihalleri, bitmek bilmeyen on binlerce sayfalık yorum zincirleri ve bunları bilmek zorunda olan hahamların hepsinin bardak dibi gözlükleri var… “Dinin teorik kaynağı Kuran, pratik kaynağı Sünnet’tir. Allah’ın birleştirilmesini emrettiği bu ikisidir.” Birazcık mürekkep yalamış kişilerin karşısına böyle kolayca çürütülen, kırılgan savlarla çıktığınızda herkes kaybediyor. Çünkü böyle olunca, okur-yazar kişi örneğin hadisleri veya tarikatları çöpe atmakla her sorunu çözdüğünü, gerçek dine kavuştuğunu sanıyor. Oysa gerçekte bunları yaparak arın(dır)maya yeni yeni başlamış olur. Kuran’ın üzerinde bir tane değil, kat kat örtü var. Modernizmin önündeki gelenekçi direnç daha güçlü olmalı. Allah saklasın modernist değilim ama karşıt düşüncelerin çatışmasının, yığınların tek bir ideolojik kutba zincirlenmesinden daha iyi olduğunu düşünüyorum. Gelenekçi okuma zayıfladıkça modernist okuma güçlenecek. Sözgelimi eşitlikçilik, çokkültürcülük, feminizm, ruhçuluk, sosyalizm gibi dogmatik modern ideolojileri Kuran’la bağdaştırmak ana akım yorum durumuna gelecek. Böylesine zayıf bir gelenekçi kanatla, kalabalıkların modernizmin aksayan yanlarını (veya baştan aşağı tanrısız bir ideoloji olduğunu?) görüp güçlü bir sentez oluşturması olanaklı görünmüyor. Gelenekçi düşünce kendini yenileyemeyip geriledikçe, modernizmin orduları gelenekçi ailelerden gelen gençler üzerinde kesin bir zafer elde edecek. Bir yozluktan kaçıp bir başka yozluğa kapılacaklar, kapılıyorlar da. Yalnızca Kuran‘cılar yenilmemek için kendilerini iyi yetiştirmek ve düşünsel kaslarını –eğer yapılacaksa– sentez yapabilecek denli güçlendirmek zorundalar. Sanırım İslamoğlu'nun en büyük hizmeti evrimle ilgili yazdığı kitap olacak.
Üç Muhammed
Üç MuhammedMustafa İslamoğlu · Düşün Yayıncılık · 2008546 okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.