Talebelerinden biri, onun bu endişesini tarif ederken diyor ki:
Malik'e bir soru sorulduğunda, sanki cennetle cehennemin arasına konmuş da bekletiliyor gibi olurdu. Ona bir soru sorulduğunda, meseleye yüzde yüz vakıfsa cevap verir, yoksa 'la edri' (bilmiyorum) derdi.