Onun hissettiği, ikisinin arasında, ne aşk ne de dostluk olan bir şey, adı olmayan üçüncü bir duyguydu. Aşk kadar yıpratıcı, bencil, kaprisli ve kıskanç olmayan ama dostluk kadar da sakin akmayan, gerilimli bir ilgi. Herkes kendi hayatında ama yekdiğerinin hayatına da dâhil. Görünmez bir anlaşma imzalanmıştı aralarında. Kimse kimseyi mülk edinmeden, Sofya'nın sevdiği kelime ile "özgür", ama birbirine de ait; en uzak oldukları zamanda ve mekânda bile böyle.