Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
İnsanların acılarının sermayeye dönüştüğü bir ülke burası. Sıkıntıların ilgi çektiği, çekilen ilgilerin ah ve vahları getirdiği, bu ah ve vahların ise acılara yetersiz kaldığı, ağızlardan dökülen “geçmiş olsunlar” ile sermayenin büyütülmek istenildiği bir ülke. Yüreğine taş bağlamayı bırak vicdanına taş basmışların içinde gözyaşından dökülen taşların seyir merakını arttırdığı bir ülke. Oysa ne kadar da güzel başlamıştı roman, Güldiyar babasına sefertasında yemeğini götürecek, dönüşte de belki gelirken bir iki vitrine bakacak, belki üstüne başına bir şeyler bakacak, belki tanıdığı konu komşu ile konuşacak belki de bunların hiçbirinin olmayıp aşağıdaki derenin oradan gelen sese kulak verecek, sessizce, belki de içindeki yeşilleri dört parmak uzatacak kadar dinleyecekti. Hasan Ali Toptaş, bu sefer kendi tarzıyla özellikle son zamanlarda daha da artan kadına şiddete, çocuk tacizine, toplumsal yozlaşmayı almış dokunan, düşündüren kelimelerinin arasına, tabii bunların yanında da oluşan, bir şekilde kendine sürekli yer bulan sürü psikolojisini de almış serbest bir şekilde sayfalarının, kelimelerinin arasına, yer yer iğne gibi de okura batırmış, yer yer ise tokat attırmış. Aslında ne Bahriye’yi, ne Güldiyar’ı ne de Muzaffer’i kör kuyulara atmış Hasan Ali. Hani kitabın ismini görünce hemen herkesin aklına Ümit Yaşar Oğuzcan’ın dörtlüğü gelmiş ya, biri söylemiş ve herkes de öncesinden biliyormuş gibi bu bilgiyi yayıp incelemelerinde, tweetlerinde, yorumlarında dile getirmiş ya, işte aslında bilmişliğimizi göstermek yerine keşke Hasan Ali’nin bizleri, yani okurları kör kuyulara attığını bilseydik. Avluya doluşan, gencinden yaşlısına, göbeklisinden zayıfına, bıyıklısından sakallısına, sakallısından ise tıraşlısına, tıraşlısından bıyıklarında sarı sarı sigara lekesi olana, saçları dökülenden tutun da gür olana, başına kapayan kadınlarından açık olanlarına, etek giyeninden pantolon giyenine, “geçmiş olsun” diyeninden “vah yavrum” diyenine, uzun boylusundan kısa boylusuna kadar her birini alıp okur yapıp kuyuya atmış. Dokunduruyor kelimeleriyle, Güldiyar’ın maruz kaldıklarına bizleri üzerken, Halil’in “siz yaşayanlar, çok tuhafsınız” sözü ile düşündürüyor. İhtiyar gibi “ne demek istedin sen” diye sorma gereği duyduruyor. Haksız da değil hani, hangimiz Güldiyar’a, Muzaffer’e yardım ediyoruz ki, Dursun olmayı mı seçiyoruz yoksa Halil mi?
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,2bin okunma
··
221 görüntüleme
Undómiel okurunun profil resmi
Ben sever miyim :) ne demek istediğimi anladın sen :):)
mithrandir21 okurunun profil resmi
:) Bin Hüzünlü Haz gibi değil, Kuşlar Yasına Gider'e benzer şekilde. Seversin bence ama Kuşlar Yasına Gider kadar da güzel değil.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.