Sekülerizm, Batılı kültürel formasyonların en temel başarılarından biri olarak sunulmaktadır. Onun sözde faydaları, üç geniş kümede gruplandırılabilir. Epistemolojik argümanlardan oluşan bir kısmı, sekülerizm olmadan hiçbir bilimsel ilerlemenin ve onun
beslediği teknolojik gelişmenin olamayacağı iddiası etrafında dolaşır. Bu anlamda sosyal kategori olmaktan çok epistemolojik bir
kategori olarak sekülerizm, Tanrı merkezli bir episteme’den İnsan merkezli episteme’ye değişim olarak tarif edilebilir. Tartışmanın
özü, sekülerizmin, bilginin üretimini kontrol etmeye yönelik dini otoritelerin iddialarının meşruiyetini ortadan kaldırdığı ve kutsal
anlatılarda bulunan ontolojik iddiaların bilimsel odaklı ontoloji lehine reddedilmesi için koşulları yarattığı iddiasıdır.