Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

122 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin. Rus şiirinin 'güneşi' de derler. Ben ise size onu Rus edebiyatının en zekisi, en sancılı sürecinin en sancılı adamı olarak takdim edeyim. Kenardan gözlemleyenler için böyleleri deli olarak görünür. Bir taraftan zeki, başarılı, filozof; bir taraftan da çılgınlıklarıyla bilinen dvoryan mensubudur. Aynen üstadın dediği gibi: "Birbirine aykırı çift başlı bir mahlûk olan şairde, biri süflî ve mahkûm, öbürü ulvî ve hâkim, iki kutup var..." (Çile, s.10).
Salavat Aiupov
Salavat Aiupov
ve
Bahar Demir
Bahar Demir
hocalarımız da
Yaşamları ve Sanatlarıyla Rus Yazarları: Karamzin, Puşkin, Lermontov ve Gogol
Yaşamları ve Sanatlarıyla Rus Yazarları: Karamzin, Puşkin, Lermontov ve Gogol
beraber yazdıkları bu kitaplarında aynı fikirdedirler. Kütüphaneye gittiğimde unutmasam buraya rusçasıyla ve çevirerek alıntı bırakırım. (Sonradan eklediğim o alıntı: "С одной стороны, ветреный Пушкин: это пирушки, драки и дуэли; с другой стороны, серьезный Пушкин: это философские и политические беседы с Чадааевым, перечитывание Вольтера, любимого французского писателя, посещение русского театра, самостоятельное изучение английского языка для чтения в оргинале поэмы английского поэта Байрона." стр. 35/<<Русские писатели в жизни и творчестве: Карамзин. Пушкин. Лермонтов. Гоголь.>> Аюпов С., Гюнеш Б./Serhat Bilişim, Erzurum, 2013/). İlk önce, Puşkin'in "deliliğinden" bahsetmek istedim ki, Dubrovski karakterini anlamakta bize yardımcı detay, ipucu olabilsin. Puşkin yaratıcılığı ilmi ve bedii olarak incelendiğinde ne kadar zeki kalem sahibi olduğu ortaya çıkıyor. Kaldı ki, sancılı sürecin sancılı adamı oluşu meselesine - bunu bir kaç cümle ile açıklayayım. Bu onun, Rus ed.-ta 'Altın Çağ' olarak isimlendirilen ve dünya edebiyatına kıyas kabul etmeyecek seviyede damga vurmuş döneme -19. yy edebiyatına- kapı oluşudur. Kendisinden önceki dönemin çıkış kapısı, sonraki dönemin giriş kapısıdır. Dolayısıyla, bu bağlamda Rus ed.-nı Puşkin öncesi ve sonsarı olarakta ayırabilir ve değerlendirebiliriz. Bu yazar "terminatör" gibidir; yarısıyla klasik, yarısıyla modern. O dönemin şartlarıyla her ikisinde de oldukça başarılıdır. Hatta çok sağlam bir eleştirmendir. Böyle dev bir süreçlerin Puşkin'de bir arada vücut bulması, harmanlanması, sentezlenip millileşmesi... Hem de bilinçli bir şekilde! Eğer, Puşkin bunların bilincinde (farkında) olmasaydı benim nazarımda sürecin ortalama bir yazarı olurdu. Sanıyorum ki, o, bu açıdan Rus edebiyatının en zor anlaşılan ve hâlâ tartışılmakta olan yazarıdır. Bunu "Dubrovski" eseri üzerinde yürütülen tartışmalarda da müşahede edebilirsiniz. Ayrıca belirtmiş olayım ki, Rus edebiyatında 19. yüzyıla Puşkin'siz giriş yapıyorsak kapıdan değil, pencereden girmiş oluyoruz. İtiraz istemiyorum. İlaç acıdır ama şifa niyetiyle içeriz. "Dubrovski" ("Дубровский"), Puşkin'in ölümünden sonra yani 1841’de yayınlanmıştır ve editörünün verdiği isimle günümüze ulaşmıştır. 1832 yılında yazılmıştır. Edebi tür olarak çoğunluk roman olduğu konusunda hemfikirdir. Lâkin, povest (novella) olarak değerlendirenler hatta ikifikirli kalanlar da vardır. İki fikir arsında kalmanın sebebi, zannımca, günümüz roman anlayışıyla ölçüldüğü içindir. Oysa ki, bu yanlış bir eleştirel yaklaşımdır. Kritize ettiğimiz eseri ait olduğu dönemin roman özellikleriyle değerlendirmeliyiz. Çünkü, roman, doğuşundan günümüze kadar -diğer edebi türler gibi- gelişim süreci geçirmiş, "şekil" değiştirmiş ve muhtevası genişlemiştir. Rusça yorumlara baktığımda ilginç bir yorumla karşılaşdım. Birisi, "Dubrovski"yi Puşkin'in kendisinin povest olarak belirttiğini yazmıştı. İlginçtir ki, ben kendim de bu eseri Azerbaycan türkçesiyle, yazarın povestleri arasında okumuştum. Ayrıca eserin tamamlanmadığı bilgisi dolaşıyor ortalıkta. Fakat bu bilginin kime ve hangi kaynağa dayandığını bilmiyorum. Belki de, bundan dolayı kurgusal bütünlük yakalayamamışlardır veya olay örgüsünün Dubrovski'nin ortadan kayboluşuyla sonlanmasını (spoiler) mantıksal olarak kabullenememişlerdir. Ya da tamamlanmamış olduğuna dair somut bilgi vardır?. Eserin yazılış tarihiyle yazarın ölüm yılı arasında beş yıl var ve tamamlama için yeterli süredir. Tam da bu noktada Puşkin'in kendi roman tanımına bir bakalım: "В наше время под словом "роман" разумеем историческую эпоху, развитую в вымышленном повествовании". Bu tanımında yazar, kendi zamanlarında roman sözcüğü altında, kurgusal anlatı sanatındaki gelişimin [yeni] tarihi dönemini(e) [geçişi ni] anladıklarını kaydediyor. Demek ki, roman türü o dönem için yenidir ve ilk örnekleri de kurgusal anlatıda yeni yapıya geçisin izlerini taşıyor. Bu sebepten Tolstoy romanı ile Puşkin romanını yapısal ve muhteva olarak kıyaslamak anlayışsızlık ve saygısızlık olur. Kısacası, "Dubrovski" romanı Rus ed.-da ilk roman örneklerindendir ve tamamlanmamış olması fikri eserin değeri açısından pek bir önem arz etmiyor. Romanı okurken anlıyorum ki, Puşkin, Rus zihniyetindeki değişimin onların yaşam tarzlarındaki maddi ve manevi yansımasını paralel olarak aktarmak istemiştir. Derebeyleriyle memurlar arasındaki ilşkilerde günümüzde de pek fark olmadığını düşünüyorum. Bu ilişkilerin eşkiya ve haydut çetesine zemin hazırladığını, eli kalem tutacak olan kahramanımızın eli silah tutan hayduta dönüşmesi sürecini gözler önüne sermiştir. Don Kişot veya Robin Hood havası var eserde. Toplumların geçtiği süreçler çok benzediği için, benzer süreçlerin denk geldiği dönemlerin eserleri de benzer izler taşıyordur. Puşkin Rusya'nın feodalizm dönemi geçirmediğini savunduğuna göre, biz de feodal yapılanmadan değil, gücün yol açtığı soysuzlaşmadan bahsetmeyi tercih etmeliyiz. Aslında, yazar baba Dubrovski karakterinde gücün insaniyete ve hakkaniyete tesliminin de örneğini göstermiştir. Bizdeki yeniçerilerin zamanla zorbalar güruhuna dönüşmesini benden daha iyi biliyorsunuz. Rusya'da da drujinalar var, dvoryanlar var. Eserle ilgili çok güzel bir not düşmüşler, elimden geldiği kadar tercüme etmeye çalışıp yazacam ve incelememi bitirmiş olacam: << Puşkin, "Dubrovski"de sadece dvoryanların iflasını tespit etmemiştir. O, bu gerçeği Rus tarihinin kendi konsepti dahilinde bağlantılı olarak idrak etmiş, kahramanın [karakterin] şahsi yaşam tarzına devrimsel etkisinin kanıtını, malikanelerde "eski asaletimiz"e yabancılaşma ve parçalanma sürecinde görmüştür. >>
Dubrovski
DubrovskiAleksandr Puşkin · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 1990955 okunma
··
239 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.