"Ben bir insandım".Bu cümle heralde uzun süre aklımdan çıkmayacak.Zülfü Livaneli kitapları hiç hayalkırıklığı yaşatmıyor.Bu da aynen böyle oldu.Yine çay benzetmesine sığınacağım ( ya hayalgücüm ya da kelime dağarcığım zayıf) .Nasıl ki çay ilk bardaktan sonrakilerde daha bi demini almış olur,Huzursuzluk da sayfalar ilerledikçe öyle tadını alıyor,derdini iyi anlatır oluyor.Çünkü kitabın bi derdi var.Hepimizin ucundan köşesinden aşina olduğumuz ama en empati yeteneği kuvvetli olanımızın bile üstünde çok da duramadığı bi derdi var.Suriye demek az olur,Mezopotamya.Artık Mardin'i daha bir merak ediyorum ve daha birçok şey aklımdan hiç çıkmayacak.Mutlaka okuyun.