İlk türk kadın romancısı. tıpkı ilk türk romanı olan taaşşuk-ı talat ve fitnat'ın yazarı şemsettin sam'nin başka eseri olmadığından, ahmet mithat efendi'nin ilk türk romancısı sayılması gibi, 1877'de ilk romanını yazmış olan zafer hanım'ın da başka eseri olmadığından, fatma aliye hanım ilk romanını 1891'de yazmış olmasına rağmen sürdürdüğü yazın edimi nedeniyle ilk türk kadın roman yazarı olarak bilinir. Kadınların pek bir hakka sahip olmadığı o dönemde kadın haklarını savunan memleketimin bir güzel kadınıdır. Keşke bazı kadınlar biz bu hakları kolayca elde ederken, başka ülkelerdeki kadınların aynı hakları elde etmek uğruna ne mücadeleler verdiklerini unutmasalar. Yazar bu romanında küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesiyle hayatta bir başına kalmış, sürekli aşağılanarak itilip kakılmış, fakirlik, hastalık gibi dertlerle uğraşmış ama bütün bunlara rağmen okuyup öğretmen olmanın mücadelesini vermiş Refet... Yazıldığı dönem ve toplum düşünüldüğünde döneminin çok ötesinde bir kitap olmuş. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durabileceğini, çalışıp kendi geleceğini kendisinin tayin edebileceğini anlatması günümüzde dahi geçerli, çok önemli mesajlardı. Ve en beğendiğim yönlerinden birisi de, baş karakterin kusursuzca anlatılmasıydı. Huysuzluklarına ve yanlışlarına da yer verilerek gerçek bir karakter yaratılmış; bu yüzden Refet'de irite edici bir yön bulamıyorsunuz. Özellikle son sayfalarında çok fazla haz aldım. Kendini zenginliğin parıltısına kaptırmayıp, ideallerinden vazgeçmeyen kadınlar vardı orada.

RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,486 okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe