Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

72 syf.
10/10 puan verdi
Kill the pain / Acıyı öldür
Aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen. (Aziz Nesin) Kendimi yokluyorum, sefaletin içinden çekip çıkarmaya çalıştığım bir anlam var. Bulmanın gözle görülemediği, elle tutulamadığı nitelikler barındıran. Sadece hislerin yürürlükte olduğu, kanunların geçersiz olduğu bir ülkenin vatandaşı olmak. Hayır ütopik bir düş değil. Ütopyayı, distopyayı sakız çiğnercesine her cümlenin karşısına savurmayın artık. Neyse ne diyorduk, anlam. Nereden bakarsan bak bir zenginlik. Düşlerinle emek emek imal edip hislerinin sermaye olduğu bir gaye. Huzursuzluk hakimse bile her yanılgının karşısında bir yanılgı daha durur. Düşünceler sırtlanıp omuz verirse ancak bir anlam yükselecek. Düşün. Her işin kendi içinde bir tersi var. Var ile yok kardeştir. Bir yığın anlam kalabalığı, gün içinde karşılaştığın gökyüzü, alnına vuran rüzgar, kendi nefesini tekrar içine çekişin, duygu geçişleri, önem ve özen ithaf ettiğin insanın coşkunu ya yerin dibine ya da arşa çıkarabileceği gerçeği, tüm bunların bir tersi bir de yüzü var. *İnsan ne ise o değil, ne olmuşsa odur. Sürekli kendini yarattığını düşünsene eylemlerinle. Birçok zayıflığın, kusurun içinde gerçekleştirdiğin eylemler. Bir varolma çabası. Bir kabuğun içinde kabuklarını kırarak doğmaya çalışan bir yavru misali. Kanserli bir hücre olan dünyanın bir alt kümesi toplumlar, toplumların içinden gruplar ve nihayetinde kendi başına insan. Yarın kaygısı duymadan yaşamanın yaşamak olduğunu varsaydıran kader. "İnsan kendi kendisiyle karşı karşıyadır artık: hadi mutlu olsun da görelim!"i yazan yazarın, insanın, adamın 22 yaşında olması ve hayatı tüm renkleriyle tanıyamadan 2 yaşında öksüz kalması. Hangi önsöz seni anlatır. Ya da yazdığın kitapların giriş cümlelerindeki etkileyicilik acınla bir ad sahibi olman dışında ne gibi sen doğurup koyar içine. Hayat erkenden geçip oturmuştur karşına. 40 yıl yaşayıp bir o kadar daha yaşamak için gagasını kayalarda vura vura düşüren sonra yeni çıkan gagasıyla bütün tüylerini yolan bir kartal. Acı çekerek yeni bir yaşama sahip olmanın realitesi. *Bir ben vardır bende, benden içeri Camus'un ilk eseri. Diğer eserlerin altyapısı, temeli. Hani şu Veba'lar, Yabancı'lar bunun kollarından çıkma. Yıllar sonra yeniden yazmak istese de bir trafik kazasına kurban gittiğinden bu isteğine ulaşamamıştır. Eserin türü deneme. Camus'ün yaşam boyu yaptığı da bu zaten. Denemek. Hep bir arayışın içinde. Kesin ve katı sınırları var ve bunun aşılması noktasında kendisine dahi izin vermeyen birisi. *Ama benim ruhum alevlenmedi mi acı çeken bir ateştir. (Stendhal) ''Olmayı'' beklemek, dayanağın olan kesinliklerin belirsizlikle umut kırıcı benzerliği, ruhu kemiren yapışkan bir pişmanlık, kuru gürültüler eşliğinde yaşama sesini duyurmanın çabası, tüm bu gürültünün içinde azami ihtişam, ihtişamların bittiği yerde beliren basitlik, bütün nesnelere ruhunu veren yalnızlık, sessizliğin doğasına işlenmiş bir çaresizlik, kendi varlığının ayrımına varamayan yabancılık, tüm bu gezeveliklerin içinde duru bir soluk ararcasına yaşama isteği, içinin ölmesine müteakip yaşamın bir an hız kesmemesi, kuşkusuz herkes kadar insan, yaşlandıkça bulanık olan kaygıların belirginliği, başkaldırıları hüzne indirgemenin legalliği, gözyaşlarından yaşam alanı oluşturmaya çalışan balığa gelen kahkaha isteği, bitmeyen, insan dolu kaldırımlar boyu yolculuklar, ve son olarak her şey artık dinlenilmez olmakla son bulur. *''Ölüm herkesin başında, ama herkesin ölümü kendine göre." Bu kitap ne mi anlatıyor? Bilmiyorum. Evet okurken cümlelerin büyüsüne kapılarak 4 bölümden oluşan yarı hikayeleri bitiriveriyorsunuz. Ne anladım? sorusunun cevabı tavanla uzun bakışmalara sebebiyet veriyor. Anlamadın, ee baştan oku. Okuyorsun ve evet ölüm diyor, yalnızlık diyor, çaresizlik diyor, her şeye rağmen yaşama tutunmanın anlamsızlığı beliriyor her bir sayfada. Sonra Tahsin Yücel'e kızıyorsun. Çevirisine suç buluyorsun. Yok ama değil. Suç azıcık sende. Kritik yap, geniş düşün, evet olmaktan söz ediyor, ''varoluş'' gibi geniş anlamlarla geçiştirmek istiyorsun. Yok Camus'a saygısızlık, en çokta kendine saygısızlık. Anlam diyorsun evet anlam. Sonra aklına yakın zamanda okuduğun Schopenhauer geliyor: ''Zihinsel bir uğraşı içermeyen boş zaman ölümdür ve diri diri gömülmektir." diyor. Ama sesli içinden değil. Bir anlam arayışı, yaşlılık, çaresizlik, yalnızlık, çevreye karşı umursamazlık, buhran, suç unsuru arama, kendinden başka herkese, her yere, en başta memleketine, insanlarına suçlar yükleme, başarısız. Her şehir aynı, insanlar gülüyor, insanlar daima bir yere yetişiyor. Yaşlılık denen durağa geldiğinde yetişeceğin tek yer ölüm kalıyor. Adımlarında tatlı bir uysallık, gözlerinin ferinde duygusallık, eh diyorsun, herhalde anladım. Hislerinle okumanın tadı damağında kalıyor haliyle. Camus diyorsun onca yoksulluğun içinde düşünsel bir zenginlik. Okuyun, okuyun, olun. Bu şarkı da aynı ölümü beklediğim siz ''olmayı'' bekleyenlere hediyem olsun. youtube.com/watch?v=SzCYh5p...
Tersi ve Yüzü
Tersi ve YüzüAlbert Camus · Can Yayınları · 20195,4bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
566 görüntüleme
Esra Doğan okurunun profil resmi
Çok çok derin , incelemeyi sindirmek için birkaç kez okumak gerek.
Esra Doğan okurunun profil resmi
Şarkı da tam uymuş.Hüzünlü , isyankar ve güzel.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.