Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Demir İradeli Adam: Macellan
Düşünsenize teknoloji ilerlememiş, elinizde adam akıllı koordinatları net, kesin haritalar yerine varsayımlar üzerine çizilmiş haritalar var, yolculuk yapacağınız gemiler berbat ötesi, tahtaları eski, yıpranmış, bırakın denizde onlara binmeyi, karada binseniz içinizde "Ya batarsa!" korkusu uyandıracak kadar kötü durumda olan gemiler. Ve siz bu gemilerle bir bilinmeze, daha önce hiç ayak basılmamış, varlığı bile meçhul bir yolculuğa çıkıcaksınız. Yolda belki de tek bir kara parçasına denk gelmeyecek, günlerinizi sonsuz bir mavilik üzerinde geçireceksiniz ve bunların son günleriniz olması ihtimali yüksek. Ayrıca bu yolculukta beraber yolculuk yapacağınız mürettebat ise farklı milletlerin bir araya gelmesinden oluşmuş, içerisinde sizden nefret edip casus olarak düşündüğünüz kişiler var, güvendiğiniz sadece bir iki dışında herkes sizden nefret ediyor. Bunların dışında daha nice olumsuzluklar.. Tüm bunları düşünüp yolculuğa çıkmaya hiç kimse cesaret edemez. Cesaret biraz delilik işidir. Ve tarihteki her kahraman, deha, kaşif, bilim insanı da cesaretleri yüzünden biraz delidir. Zira onlar hayallerine aşk ile bağlı olup canları pahasına imkansız da olsa hayallerinin peşine düşüp onları gerçekleştirmekten asla vazgeçmemişlerdir. Kays'ın Leyla'da yaşadığı Mecnun olma halini aslında onlar da bu hayallerinde, isteklerinde yaşarlar bir nevi. Ve sahip oldukları azim, kararlılık, irade, aşk, delilik onlara hayallerini gerçekleştirse de kader yine o kötü darbesini hemen hepsine vurmuştur. Zweig, kitabın başında her kitabın bir yazılış amacının olduğunu ve bu kitabı ona yazdıran şeyin ise utanma duygusu olduğunu belirtir. Yaptığı bir gemi yolculuğunda yolculuğu uzun sürmesinden sıkılıp gemide ki kütüphaneye inip karıştırığı kitaplar arasında Macellan denk gelip bu ünlü denizcinin hayatı hakkında az biraz bilgi sahibi olup nasıl eziyetler çektiğini öğrenir. Kendisinin sıkıcı bulduğu gemi yolcuğunu deniz kaşiflerinin zorlu şartlar altında yaptıkları yolculuklar ile karşılaştırınca derin bir utanma duygusu yaşar. Acaba? Acaba ona bu kitabı yazdıran utanma duygusu gerçekten bundan kaynaklanan bir utanma duygusu mu?  Yoksa insan adı altındaki rezillerin, menfaatçilerin, fırsatçıların, çıkarcıların Macellana yaptıkları haksızlıkların utancımı bahsettiği utangaçlık. Ben ona bu kitabı hangisi yazdırdı bilemem ama kitabı okuduktan sonra ben yapılan haksızlıklara o kadar içerlendim ki geriye dönüp bu haksızlıkları yapan kişilere Ortaçağ'da uygulanan işkence yöntemlerini uygulamak ile yanıp tutuştum. Kitabın sonlarına yaklaştıkça Zweig'in Macellan'a yapılan haksızlıkları tüm dünyaya yaymayı görev bilmiş hissi uyanmaya başladı. Bu öyleyse de değilse de bence bu kitabı herkes okumalı ve herkes Macellan'ı, ona yapılan haksızlıkları bilmeli... Şu sitemi etmeden de geçemeyeceğim, Macellan'a yapılanlar tarihteki en büyük haksızlık örneklerinden biri."Tarih tekerrürden ibarettir." sözü her harfi ile bu kadar dosdoğru olmak zorunda sanırım.. Macellan bende ikinci bir Tesla vakasını hissettirdi. Aslında "Tesla, ikinci bir Macellan vakası mı? "diyeyim bilemedim. Daha da doğrusu acaba varlığından bi-haber olduğumuz kaç Tesla ve Macellan vakası var tarihte? Bu dünya düzeninde neden hep birilerinin başarıları başkasına mal edilir veya talih her defasında kötülerin ekmeğine yağ sürer? "Bir gün bu hayatta iyilerin de kazanacağı." martavalların en büyüğü. Haklıların bu dünyadaki yeri adalet adı altındaki terazinin hafif kalan kefesi..
Macellan
MacellanStefan Zweig · Can Yayınları · 2016700 okunma
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.