Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

228 syf.
·
Puan vermedi
"Kim okuyacak ki"
Nurettin Topçu böyle söylüyor eserin basılmasını isteyen arkadaşlarına. Böyle düşünmesine sebep olan nedenleri düşününce yazar haksız da sayılmaz aslında çünkü değer vermemiz gereken çoğu şeye sanki hep geç kalıyoruz. Geçen sene elimde Nurettin Topçu'nun Var Olmak kitabı varken birisi ne okuduğumu sormuştu cevap verdiğim zaman ilk kez duyduğunu söyledi, eseri ilk kez duymasında bir tuhaflık yoktu Nurettin Topçu'yu ilk kez duymuştu o an yaşadığım kısa süreli şoku hatırlıyorum, ben ısrarla Türkiyenin Maarif Davası diye hatırlatma umuduyla çabalarken karşı tarafta her hangi bir ışık yanmamıştı ve bu kişi bir öğretmendi. Neyse insanları yargılamadan uzak kalarak biz kendimize bakalım. İsyan Ahlakı Önsözde bizi ilk şu tanım karşılıyor; "İsyan, iradenin kendi içinde bulunduğu şartlara boyun eğmeyip, bir baş kaldırması olmak bakımından bir harekettir" Bunu okuyunca farklı bir isyanın sizi beklediğini görüyorsunuz. Cümlede odak noktamız isyandan önce hareket olmalı diye düşünüyorum çünkü yazar bunun belli başlı bir felsefesini oluşturuyor. Burada hareketi boş ve amaçsız bir hareket olarak değil içinde inancı ve bilgiyi barındıran bir hareket olarak görmeliyiz. " Her gerçek bilgi, aslında, hareketin meyvesi olan bir inançtır." Yazar inancı bilgiden ayırmadan bir hareket oluşturmaya çalışıyor aynı zamanda her hareket yeni bir hareketi doğuruyor, ve evrensel ölçüye ulaşılmak hedefleniyor. İçten dışa doğru genişleyen bir kuvvet. İçten gelen kuvvet ile hedeflenen şey ise ahlaki bir hayat, yenilmeden, direnerek. Daha sonra bizi hürriyet problemi karışılıyor. Yazar ilk olarak Spinoza'nın konu hakkındaki görüşlerini sunuyor ve tenkidini yapıyor. Spinoza'yı "Ruhta tek bir yetenek vardır, o da zekâdır" görüşüyle anlatmaya başlıyor. Spinoza'ya göre dışımızdaki şeyleri emriniz altına almak için mutlak bir güce sahip değiliz. Zekanın huzuru için bunları kabul etmek gerektiğini söylüyor. Tabi burada yazarın tümüyle bir eleştirisi söz konusu değil. Konuya açıklık getirecek olursak: " Spinoza'nın hatası şu noktadaydı: Varlık'ın kaynağı olarak tek bir cevheri kabul etmek ve insanın bütün harketilerini bu zekâ varlığından çıkarmak. Bizim yaptığımız şey, hareketin ve zekanın farklı cinsten şeyler olduğunu ortaya koymaktır." Yani zeka bizim tümümüz değil, sadece bir kısmımızdır. Bizi bekleyen ikinci isim Bergson oluyor bu kişiyi öyle hemen anlamak bence kolay değil kitap dışında ufak tefek şeyler okudum ama bende hâlâ eksik tarafları mevcut. Yazar Bergson'da onun saf süre fikrine eleştiri getiriyor. "Süre içinde saf bir oluşum, bizi her an kendimize, kendi dar çemberimize daha sıkı şekilde bağlamaktan başka bir işe yaramaz" Bergson'da gördüğüm şey hürriyeti ispat etmeye çalışırken kendi önermesinde çıkmaza girmesi. Hareketten ayrılmadan devam edeyim: "Gerçek hareket etmek bizzat kendine karşı gelmektir" Bu burada yazdığı kadar kolay değil, olamaz da. Hep bir çatışma hâli mevcut içimizde. Esir düşebileceğimiz, peşinde heba olacağımız durumların sayısı yaşadığımız her an artmakta bunları inkar edemeyiz ama aynı zamanda bunların tam karşında insan olarak sahip olduğumuz kuvvetlerde mevcut, belki arada yenileceğiz, yorulacağız ama içinde inancı taşıyan hareketimiz sayesinde isyan edeceğiz. Hem unutmamak lazım ki; su bulanmadan durulmaz. Hareketin kaynağını haz olarak anlamamalıyız ki zaten o zaman en başta kendimize yenilmiş oluruz eğer hareketin kaynağı haz olursa karşımıza iki yeni esirlik çıkıyor; dayanışma ve hâkimiyet. Dayanışma konusunda fert ve cemiyet ayrımı önemli, Nurettin Topçu bu konuya Yarinki Türkiye adlı eserinde de uzun uzun değiniyor, cemiyet burada eleştirilen taraf oluyor ferdiyetçilik bütünüyle tabiki desteklenmiyor zaten önce bencillikten sıyrılması gerekiyor... Kitapta dayanışma ve hâkimiyet konusu, ferdin kendi hürriyetinin önüne çesitli engeller getirmeye müsait oldukları için eleştiri alıyor. Sorumluluk meselesine gelince burada yine karşımıza hürriyet çıkıyor. Hür olduğumuz için mi sorumluyuz sorumlu olduğumuz için mi hür? Hangisi? Nurettin Topçu diyor ki; Sorumlu olduğumuz için hürüz. Kapı şuraya açılıyor bu noktada; " İnsanın bilgisi, kendi mahiyeti gereği ona sorumluluk yükler" Yani bu yük bizim omuzlarımızda olduğu için hürüz. Peki inancı hazırlayan süreç nasıl işliyor? Burada düşünce inanca varana kadar çeşitli yollardan geçiyor ilk olarak izlenim ve duygulanma var. "İzlenim; eşyanın görüntüsünün beynimize yansıması" ve " bilginin en basit hali. Duygulanmadan düşünme faliyetine bizi götüren şey; duyum. Duyuma ise kısaca; "benliğin eşya ile kaynaşması" diyebiliriz. Sonra sezgiye varıyoruz sezgi; ilk düşünce. Onda "gizli olarak harekete geçen iradeyi" görüyoruz. Sezgiden direkt inanca geçmiyor yazar mantıki ve metodlu bilgi ile inanca ulaşıyor. Peki bu inanca gelince ne oluyor, nereye varıyoruz; "Düşüncenin hakiki şekli" ne. Bilgiden ayırmamak gerekiyor inancı çünkü; "Hakiki bilgi, şahsi ve taklit edilmemiş bilgi, işte inanç budur" bu yüzden pragmatizm burada eleştiriliyor. İnançtan sonra daha da zor bir durağa varıyoruz: İman. "İnanç burada mistik bir karekter kazanıyor" İman için kendimizi tanımak gerektiğini bilmemiz ayrıca Tek olana imanı anlamamız gerekiyor. Ve İsyan. Kime ve neye karşı isyan? İmanın sürekli olması şart bunu biliyoruz sürekli olmasını sağlamak için bizi bağlayan, Bir olana inanmaktan alıkoyan şeylerden sıyrılmak, esareti reddetmek gerek. Bunun içinse isyan. Yani boyun eğmemek... Neydi isyan tekrar bir kere daha hatırlayalım: "Allah'ın bizdeki hareketi" Not: Konuyu toparlamaya çalışırken bazı noktalara değinemedim, dağılmasına sebep olmamak için ama kitapta daha birçok şeyi bulacağınıza emin olabilirsiniz. İyi okumalar.
İsyan Ahlakı
İsyan AhlakıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20161,245 okunma
··
448 görüntüleme
esra v. okurunun profil resmi
Nurettin Topçu'yu daha yakından tanımak adına bu da burada bulunsun. edebifikir.com/dosyalar/edebif...
Eylül Türk okurunun profil resmi
Esra Hanım, bu kıymetli tahlil için teşekkür ederim.Yüreğiniz varolsun.Nurettin Topçu'nun tüm eserlerini okumayı çok istiyorum, bu hususta duanıza talibim... :)
esra v. okurunun profil resmi
Çok sağ olun, teşekkür ederim. Tüm eserlerini okumak ve anlamak inşallah hepimize nasip olur:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.