Bir değirmendir bu dünya öğütür bir gün biziCahit Zarifoğlu'nun ''Yaşamak'' adlı eserinden sonra okuduğum ikinci eseri ''Bir Değirmendir Bu Dünya'' oldu. Bu iki eser vesilesiyle Cahit'i çok daha yakından tanımaya başladığımı düşünüyorum. Şiirlerini okurum fakat herkesin bildiği gibi biraz kapalıdır herkes farklı şekillerde yorumlayabilir. Buz dağının görünmeyen kısmını anlatır bizlere fakat biz üst kısmını görmekten öteye gidemeyiz. Toplumumuzda genel olarak yanlış bir kanı vardır en azından birçok insanda diyelim. ''Zarif'' olmak ''saf'' olmak ile karıştırılır. Bir insan ince düşünceliyse yapılan kötülüklere karşı çıkmaz gibi bir algı vardır. İşte bu eserde aslında durumun öyle olmadığını görüyoruz. Zarifliğiyle ün salmış bir yazarın mesele kendi inandığı değerler olunca aslında dilinin ne kadar keskin olabileceğine şahitlik ediyoruz.
Bu eserde yazarın 70 ve 80'li yıllarda gazete ve dergilerde yazdığı yazılardan oluşuyor. Samimi üslubuyla toplum vicdanının sesi olmuştur. Eser aynı zamanda tarihe de kaynaklık ediyor. Tarihi çalışmalar yapılırken kronolojik tarih kitapları dışında o devrin aydınlarının da kalemlerine bakılmalıdır. Eseri okurken geçmişte yaşananlar ve günümüzdekiler arasındaki bağlantıları kurup değerlendirme şansınız oluyor. Şahsi düşüncem Cahit Zarifoğlu'nun bahsettiği birçok meselenin bugün gerçekleştiği ve hatta yeniden bozulmaya başladığı yönünde olacaktır.
Kitap bir Müslümanın en temel dikkat etmesi gereken gıybet etmemek, namaz kılmak, hacca gitmek ve akrabalık ilişkileri gibi konulara da değiniyor. Yazar, anlatmak istediği bazı meseleleri kısa hikayelerle destekleyerek sağlamlaştırıyor.
Zarif geldin bu dünyaya, haddi aşmadan zarifçe de gittin.
Eserlerinin daha fazla okuyucu bulması duasıyla...