Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

173 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Her distopya yakmaz mı okurunun canını? Klasik bi ifadeyi kendime ne kadar uydurabilirim bilmiyorum ama ben bunu yeterince hissettiğim için söyledim, yazdım. Çünkü her distopya aslında tokatlarıyla bi şeyler gösteriyor. Fütürizmin çekiciliği geleceğe dair ışıltılarla bize mesajlar göndermesi ama distopya dediğimiz dünya daha karanlık, daha gotik, daha etkileyici. Tüm o üstten bakan ifadenin altında aslında distopyanın tarihi iyi anlama gücü saklı. Çünkü geçmişin öğrenilen o tehlikeli, acılı hallerini şu anla birleştirip geleceğin olası dünyasına uzandırabiliyorlar. Ve bu bence, günümüzde oturup düşünmeye vakit ayır(a)madığımız bizler için büyük ve eşsiz bir avantaj. İşte bu avantajı sonuna kadar sunan kitaplardan sadece biri Maymun ve Öz. Benim için unutulmayacak olanlardan. Aldous Huxley’nin tarzını ‘’Cesur Yeni Dünya’’ ile tanımış ve çok sevmiştim. Öncesinde okuduğum diğer distopyalardan ,1984 ya da Hayvanlar Çiftliği’ndeki gibi ‘’geçmişteki’’ bir zaman dilinden ziyade, geleceğe yönelik, daha fütürist, teknolojinin artık insanı tamamen kontrol altına aldığı bir evrende geçiyor onun kurguları. ‘’Maymun ve Öz’’de de öyle bir zamana tanıklık ediyoruz. Üçüncü D. Sav.’nın çıkmasıyla dünyanın tamamen, her şeyiyle meta olarak görüldüğü bir zamandayız. Açlık var, kıtlık var, cinsiyet ayrımı had safhada, ırkçılık, gen değişimleri, keskin sınıflı toplum yapısı… Günümüzde ufak ufak var olan pek çok şeyin daha net çizgilerle ifade edildiği bu ortam dediğim gibi, geleceğin korkunç bir portresi. Maddi anlamda böylesine sert, sosyal tarafta yeterince keskin çizgileri olan bu dünyada insanların ruhları nasıl diye soracak olursak denebilecek tek şey .. ‘’kötü’’ olduklarıdır. Dünyayı yöneten ‘’Şey’’ diye bir varlık var, ve o şeytanın ta kendisi aslında. Kötülük denilen kavramın, diktatör ‘’Şey’’ ile genler aracılığıyla aktarıldığını ve aslında normal bir insan kalmadığını düşünelim. Yani aslında insanlar kötülüğün saadık itatkarları. Distopyalardaki fütürizmin her zaman geleceğe dair bi anlam taşıdığını düşünüyorum. Çünkü bu eserleri yazan insanlar geçmişe dair farklı açılardan önemli bilgilere sahipler. Nitekim okudukça Maymun ve Öz’deki analizler beni hem şaşırttı hem de korkuttu. Yazar, sistem eleştirisini özellikle makineleşme sonrasında savaşlar ve ardından gelişme, ilericilik, milliyetçilik gibi alt başlıkları kasvetli, realist ve hayal edilebilir şekilde anlatmış. Hayal etme kısmında kendi adıma hiç zorlanmadım. Günden güne yaşadığımız pek çok sorun, okuduğumuz haberler vb. durumlar nedeniyle aslında dünyadan çokta kopuk olmayan bi kişi pek çok şeyi kolayca tamamlayabiliyor aklında. Yani kitap yer yer bugünü ve geleceği birebir anlatır durumda. O halde kim inkar edebilir dünyanın pamuk şekeriyle kaplanmış bir distopya olduğunu! Dünü bugünü ve yarını anlamak adına ‘’Maymun ve Öz’’ü herkese öneririm. ‘’Ve şunu hatırlayın ki, ‘’ diye ekler: ‘’Sentetik ruamlar olmadan, atom bombası olmadan da, Şeytan tüm emellerine ulaşacaktı. Belki biraz daha yavaş, fakat insanoğulunun yaşadığı dünyayı yok ederek kendini mahvetmesi gibi kesi bir şekilde. Bundan kaçamazlardı. Şeytan onları iki boynuzuyla sürecekti. Savaş boynuzundan kendilerini kendilerini kurtarabilseler bile alık boynuzuna geçmiş bulacaklardı kendilerini. Ve aç kaldıkları zaman da savaş çok cazip gelecekti. Ve bu açmazdan kurtulmak için barışçı ve akılcı bir çözü bulmaya kalktıkları takdirde, titizlikle hazırlanmış bir kendini- yok etme boynuzu onları bekliyor olacaktı. Endüstri devriminin ta başlarında insanların kendi teknolojilerinin mucizeleriyle kendinden emin ve kibirli olacaklarını, öyle ki, gerçeklik hissini kaybedeceklerini öngördü. Ve olan biten de tamamen bundan ibarettir. Tekerleklerin ve büyük hesap defterlerinin sefil köleleri Doğanın Fatihleri oldukları için birbirlerini tebrik etmeye başladılar. Doğanın Fatihleri, öyle mi! Aslında, pek tabii, Doğanın dengesini bozdular ve sonuçlarına da katlandılar. Sadece Şey’den önce bir buçuk yüzyıl boyunca neler yaptıklarını bir düşünün. Nehirleri kirleterek, vahşi hayvanları öldürerek, ormanları yok ederek, yüzey toprağını denize sürükleyerek, bir okyanus petrol yakarak, bütün jeolojik çağlar boyunca biriktirdiği mineralleri israf ederek. Bir suç budalalılığı orjisi. Ve buna gelişme dediler, gelişme.’’ tekrarlar, ‘’Gelişme, sana söylüyorum, insan beyninin buluşlarının pek azı gelişmeydi – şeytanice ironik! Bunun için dışarıdan yardım gerekliydi. Şeytanın hep gelecek olan inayeti olmalıydı- onunla işbirliği yapmaya hazır herhangi biri için. Ve kim değil ki?’’ (syf.106)
Maymun ve Öz
Maymun ve ÖzAldous Huxley · İthaki Yayınları · 2004355 okunma
··
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.